Belirsiz
bir yoldayım.. Ne ucunu görebiliyorum ne de bu yola girdiğim noktayı.. Ne
zamanını hatırlayabiliyorum ne de ne zaman bu “dertten” kurtulabileceğimi.. Yerde
kalıyorum aldığım her darbede.. Sensiz ben gücümü kaybediyorum.. Ağır geliyor
bu sevdanın her derdini, aşkını, kahrını tek başına çekmek..
Bahçeler
hayal ediyorum ilerde.. Olmayan çiçekleri görüyorum dalında bir ayrı, kopunca
bir ayrı güzel olan.. Adına şiirler yazıyorum senin.. Ama dışardaki fırtına
içimdeki fırtınayı görmeden eserken suratıma, öylece durup, nefes bile almadan
terk ediliyorum..
Gecenin
bir yarısı perdeyi aralıyorum kalkıp.. Çoook derinlerden bir iç çekip seni
anıyorum.. Hislerime tercüman olacak kimseyi de bulamıyorum.. Çakmağım
olmadığından elimdeki sigara sönmeden bir diğerini yakıyorum..
Hayatı
sorguluyorum bir müddet sonra.. Bu vakitte uykunun benle olan sorunlarını
düşünüyorum “Acaba neden gelmedi gene uyku bu gece de, başına bir iş gelmiş
olmasın!” diyorum.. Sorulmadan geldiğim şu dünyada ölene kadar öylesine yaşıyorum
senin anlayacağın.. Öylesine.. Amaçsızca.. Anlamsızca..
Yaşam
dediğin şeyin bir anlamı olmalı ki tebessümler ve acılar boş yere olmasın.. Varsın
olsun efendiliğimiz yüreğimiz kıymet bilmesin sen ve senin gibi “Adına şiirler
yazılan kadın(lar)’ın” düşüncelerinde.. Biz de düşlerde sevdiririz kendimizi
çok mu zor sanki.. Bak iyi de oldu beni sevmediğin hem.. Yazan yanımı ortaya
çıkardın böylece.. Sadece benim de değil aslında.. Yazan adamların hepsinin
arkasında onu sevmeyen bir kadın vardır.. Yazan adam mutlu değildir hiçbir
yerde hiçbir koşul altında.. Sitemim ne sana ne yazana/yazdıranlara ne de
hayata be güzelim.. Bizim hayatla bir alıp veremediğimiz de yok sadece verip
alamadıklarımız var o ayrı.. Sana kendimi anımsatasım geldi o kadar.. Düşlerinin
esaretindeyim bu gece de.. Savuramadığım küfürlerimi gönderecek bir yer
bulabilsem kurtulacam esirlikten ama olmuyor işte..
Kurtulup
düşlerden karşına çıkacağım gün de yakındır.. ”Notlarımdan” saydığım günler
geri doğru akarken nefsine hakim ol yalnızlığım diye diye tutuyorum kendimi.. Çünkü
yalnızlık kendini düşlerde yaşatırmış.. Beni buradan alıp götürecek rüzgar gelene
kadar yaptıklarını unutmamaya çalışacağım yalnızlığımı hatırlayıp.. Hem koskoca
Zeki Müren
yalan söylemez herhalde ; "Elbet bir gün buluşacağız , bu böyle yarım
kalmayacak..."
Gecikmeli
de olsa hatırlatıyorum seni; Sanat Güneşi Zeki Müren (6 Aralık 1933-Onu hatırlayan
kimse kalmayana kadar)…
Not:69 Days Left #Bitch..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder