Yine bir yazıyla daha karşınızdayım..
Normalde
bu blog ortamını oluştururken kendi kendime demiştim moral bozukluğu veya
depresyon zamanlarında yazmayacağım diye..Ama bu seferki farklı..Blog ortamını
bu sefer depresyon sürecindeki beni tanımanız için kullanıyorum..Kafamda dönen
düşüncelerin haddi hesabı yokken -"Bir başka deyişle kafamda fadimenin
düğünü yapılıyorken"- yazıyorum..Ben ömrümde 2 defa büyük çapta depresyona
girdim..Aslında 1 tanesi daha var rahmetli dedemi kaybettiğimde ama o zamanları
çocukluk dolayısıyla fazla hatırlayamıyorum..İlk büyük depresyonumu lisede bir
kız arkadaşın attığı kazıktan dolayı olmuştu kısmetse onu başka bir yazıya
saklıyorum ayrıntılarıyla..2. depresyon ise üniversiteyi kazanamadığım ilk
senede olmuştu..
Gelelim
asıl meselemize..Bugünlerde bugüne kadarkilerden daha büyük bir depresyon
içerisine girdim..Geçen haftasonu ingilizce kursunda canım sıkılmıştı
biraz..Olayın fitilini ateşleyen olayların başlangıcı orada oldu..Sonraki
pazartesi ve salı günlerinde de birkaç tane dost-arkadaş sınıfına koyduğum
karaktersizden beklemediğim tepkiler alınca olanlar oldu..Zaten seneler boyunca
dışlanmış olan ben üniversite hayatına geldiğimde etrafımda dost olmadığını
bırakın dostu karakterli adam sayısı 1 elin parmaklarını geçmeyecek hale
düşünce bu hallere geldim..Haliyle bu süre zarfında bolca düşündüm bugünlerimi
yarınlarımı ve özellikle
geçmişimi..Geçmişte yaptığım hatalar dolasıyla (aslında onlara hata diyerek
yanlış yapıyorum çünkü onlar hata değildi sadece karakterimden ödün vermeden
yapmak istediğim şeylerdi..) lise hayatım boyunca dışlandım herkes
tarafından..Toplam ahir-ömrümdeki lise ve ceyhan hayatım boyunca sadece
"1" arkadaşım aslına bakacak olursanız kardeşten ötedir benim için
(Savaş (21)) bu depresyon süreci gayet normal karşılanabilir..Üstüne bir de
bulunduğum ortamda çok yalnız olduğumu hissetmeye başladığımdan dolayı bir
bıkkınlık ve can sıkıntısı başladı bende..Dün gece (23.03.2013) bolca
düşündüm..Düşündüğüm konular arasında aynı günkü ingilizce speaking konusu olan
Death yani Ölüm de vardı..Allah gecinden versin vermesine de Vel basü badel
mevt hakkun emri dolayısıyla her canlı ölümü tadacak , ve ben yakınlarımı
kaybetme düşüncesine daldım gecenin 2:30 sularında oda arkadaşımın uyumasıyla
birlikte..Hayatta tek dayanağım olan babam giderse ben onun taşığıdı
sorumlulukların altında ezilirim..Annem giderse üzüntümden kahrolmanın ötesine
geçerim..Ablam giderse tutunacak dalım falan kalmaz adeta ve daha dostlarıma
girmiyorum bile..
Sonrasında
şunu düşündüm Ya bana birşey olsaydı...Ne olurdu sizce? Benim şahsi fikrim bir
iki tane düğünden düğüne gelen akraba gelir başın sağolsun dostlar sağolsun muhabbetine
girer arkamdan 2-3 ay ağlanır en fazla ve unutulur giderdim bu dünyada..Adım
belki sadece mezar taşında yazardı artık..O yüzden diyorum ki bu söylediklerim
tarihe not düşülsün..Ben gidersem sevdiklerim Allaha emanet en azından o
yarattığı kullarının karakterini biliyo ama onlar gibi yapmıyo..Son sözüm de
şunu belirtmek istiyorum..Ben her daim şuna inanmışımdır..Allah her kulunu
farklı bir şeyle sınar..Ama beni şu ara sınadığı şeye dayanacak gücüm
kalmadı...Hadi EyvAllah ...Öperler..
Mehmet
Tekelioğlu
24.03.2013
Saat 00:02 suları..