Bu Blogda Ara

30 Nisan 2013 Salı

Milli Sıvı


Son günlerde ülke gündemimizi meşgul eden bir olay var pek çoğunuzu bildiği gibi..Milli içecek..Yeri geldiğinde takım-yerel giysiler-kültür vb. şeyleri "milli" sınıfına koyan halkımız ülke gündeminin sakız gibi sünebilen bir gündem olduğunu unutup içeceği bile milli yaptık..Hayırlı uğurlu olsun..
                Şimdi gelelim eldeki verilere..Elimizde bol köpüklü ayran, taze demlenmiş sıcacık çay, sohbette yar-ı vefa olan rakı var..Kıyaslama aşamasına geldiğimizde ise halkımıza göre ayran ağır basıyo gibi..Zaten onun köpüğü ağırlığını koymasına yeter..Ama yapılırken ayranda çayda suya ihtiyaç duyuyor..O açıdan rakı özgün olması açısından bir adım öne çıkıyor..Malum rakı için su mecburi değil..Keyif meselesi onunki..Çay ise binlerce yıldır var olmanın verdiği geçmişle tarihine güveniyor bu yarışta..Olumsuz yaları yok mu var elbette..Rakı adamı madam yapar isterse..Çay dediğimiz soğuduğunda tadı-tuzu-şekeri  hiçbir haltı kalmıyo..Ayran da çalkalanmadan içilmez fazla çalkalarsan yağı çıkar ayarına göre muamele etmek lazım ona da..
                Gelelim sözün özüne dostlar..Ayran-çay-rakı ne olursa olsun adını siz koyun , isterseniz At deyin adına önemli olan boğaz dediğimiz yerden geçtikten sonra dilde bıraktığı damak tadıdır..Yanına iki hoş muhabbet oldu mu çayda rakıda ayranda candır iyidir hoştur..Amma velakin en temizi Fışna Suyudur..Afiyetle içiniz efenim..
Hadi Eyvallah .. Öperler..

29 Nisan 2013 Pazartesi

Neşe-Dert-Aşk


Huzuruna hiç çıkma fırsatım olmaması ve hayattaki en büyük pişmanlığım kendisini dünya gözüyle görememek olsa da beni Hakkın rahmetine kavuştuğunda ağlatan nadir adamlardan biridir Neşet Ertaş nam-ı diğer Neşet baba..
                Geç başladım ben onu dinlemeye..Yalan olmasın şimdi 15 imde falandım galiba..Lisede bir arkadaşım vardı o söyledi dinle diye..Bende o ara Türk halk müziği ve Türk sanat müziğine merak saldıydım..Başladım dinlemeye bırakamadım sonra..Ceyhan gibi Adana ya nispeten küçük bir yerde yaşıyor olmama rağmen gittim albümlerini buldum..Gel zaman git zaman böyle böyle alıştım babayı dinlemeye..Aşk acısı çektiğimde de yalnız kaldığımda da mutlu olduğumda da dinleyebiliyodum onu..Onun sesini duyduğum yerde hala önümü ilikler saygıyla oturup dinlerim..
                Aradan bir buçuk sene falan geçti ablam üniversiteden mezun olacak o sene işte..Ahi Evran Üniversitesinden mezun oldu yani Kırşehir'den yani Neşet Babamın memleketinden..Okulu falan salladım 2-3 gün vardık Kırşehire ..Önce ablamın işler falan halloldu sonra biz geldik madem gezelim dedik..Girdim çarşıda bi tane kasetçi dükkanına ( gidenler bilir at heykelinin hemen aşağısında ) dedim adama , "abi bana neşet babanın bi kasetini versene"..Az biraz sohbet muhabbet sonrasında ayrıldım ordan..Heykelini dikmiş saygıdeğer Kırşehir halkı..Yaşarken de kıymetini bilmemiz gereken bu değere saygı göstermek maksatlı tabi..Heykelin karşısında askeri bi bina vardı..Adam fotoğraf çekmek yasak falan dedi..Bende vardım yanına heykelin , heykele baka baka uzun uzun konuştum , dertlerimi anlattım..Demeyin şimdi bana heykel seni nasıl anlasın diye..Demiş ya Neşet Baba kalpten kalbe bir yol vardır görülmez , gönülden gönüle gider , yol gizli gizli diye o hesap bizim aramızdaki..Az biraz hüzünlenip o güzel adamı çıkaran şehirden ayrıldım..Ardımda Neşet Babaya saygılarımı ve kendini görememenin verdiği hüznü bıraktım ha bir de selamımı ..Almıştır inşallah selamımı ..Ben bilirim onu komaz selamımızı yerde bizim..
                Garip bir hayat süren Neşet Baba zerre gösterişlilik göstermeden , hayat boyu tevazu abidesi olarak yaşayıp dünyada nasıl ölümsüzleşeceğinin kanıtıdır insanoğluna..30-40-50 Defa peş peşe dinleseniz bıkamayacağınız eserleri yaparken şarkıyıcıyım sanatçıyım diyenleri cebinden çıkarabilecek bir saz söz ustasıydı o.."Ben cahil birisiyim, okuma yazmam kısıtlı , hissettiğim kadarını yazarım her zaman" diyerek efendiliğini ve ağırbaşlılığını belli etmiştir..Eserlerine girersek çıkamayacağımız için ve hayatı için Can Dündar'ın Garip isimli belgeselini izlemenizi tavsiye etmek istiyorum..Ben de onun gibi ona karşı hissettiğim kadarını yazıyorum..Türkülerinin içinde neşe-dert-aşk ı eriterek harmanlamış olan bu büyük ozanımızı ben dünya gözüyle göremedim..Ama kısmetse mezarına gideceğim..Ona orda ağlayıp sarılıp Türkülerini ve bizleri neden Yetim bıraktın diye soracağım..
                Kolay değil tabi bozkırın tezenesi olabilmek..Sazın ve sözün ustası olmak bu ülkede..Hakkında kalemimin dökmek istediği sayfalarca yazı var ama yaşasaydı da görseydi keşke bu yazımı diyorum ve sözü fazla uzatmak istemiyorum..Bozkırın yiğidi bizler seninle büyüdük ve yeni nesilleri de seninle büyüteceğiz ..Sen hayat boyu seni sevenleri 1 sefer üzdün sadece o da giderken bizi ve türkülerini yetim bırakmandı..Olsun be baba senin canın sağolsun..Varsın olsun ölüm Allahın emri öte tarafta buluşuruz elbet..
                Sazın sesin sözün ustası..Kalbimize dokunan türkülerin bu topraklarda seni her daim ölümsüz kılacak..Türkülerini ve bizleri yetim bıraktın ama dediğim gibi varsın olsun Sana sevenlerinden Selam olsun Neşet Baba..Yalanmış bu dünya gerçekten yalan..Mekanın Cennet Toprağın Bol Ruhun Şad Olsun Baba..Nur içinde yat NEŞET ERTAŞ..
Hadi eyvallah..Öperler..

26 Nisan 2013 Cuma

Arazi

Dostlar merhaba alayınıza ..

Bugünkü yazımı biraz kısa tutacağım..Gözü kör olasıca sınavlar hala bitmedi ve elimden geldiğince aksatmamaya çalışsam da olmuyor..Ondan yani..
Sizlere bugünkü yazımda şunları sormak istiyorum biraz bencilce olacak ama
-Bugüne kadarki en beğendiğiniz yazım hangisiydi?
-Yazılarımdaki olumlu-olumsuz yönler nelerdi?
-Neyi beğendiniz neyi beğenmediniz?

Lütfen yorumlarınız çok önemli benim için..Her türlü eleştiriye açığım istisnasız herkes yorum atabilir..Lütfen atın..ATIN LAN ADAMI AYAR ETMEYİN..tamam tamam sakinim..Neyse siz anladınız beni..Lütfen facebook-twitter-mail -blogda yorum şeklinde bir şekilde eleştirilerinizi yollayın bana :) şimdiden teşekkür ederim..

Bu arada pazara kadar araziyim ama akşam fırsat bulursam bir yazı daha yetiştirebilirim belki..Hadi eyvallah..Dikkat edin kendinize..Öperler..

25 Nisan 2013 Perşembe

Kasmayın Oğlum


Merhabalar dostlar ..
                Vize dediğimiz olayın sıkıcılığı anlatılmaz yaşanır misali adeta..Senenin en başında bu sene işleri sıkı tutacam diye başlayan öğrenci topluluklarının çoğu 15 . günü göremeden saldıkları için vize-final-büt haftalarında dayanışma hat safaya ulaşıyor..Sınıf oldukları aklına gelen öğrenci dostlarımız ders notu konusunda AB RH+ kan grubuna dönerek genel alıcı oluveriyorlar bir anda..
                Yolda görse selam vermeyeceği hatta yolunu değiştireceği adamların adeta ağzının içine bakarak ondan yardım dileniyorlar..Düzenli çalışacağım ifadesiyle yola çıkılmasına rağmen düzenliden kastın son 1 hafta olduğu anlaşılınca yumurtanın ağza gelmesi misali herkes tutuşuyor bir anda..Bu durumdan istifade eden kim mi peki ? Fotokopi merkezleri tabi ki..Eskiler bilir , tüp kuyrukları , şeker kuyrukları olurdu , o hesap fotokopi kuyrukları oluşuyor..Sırt çantasına yiyecek doldurup arkadaşlarıyla helalleşip fotokopi merkezine adeta Survivor kampı kuran da var arkadaşına iteleyende var..Genelde geçer not için yapamayacakları şey yoktur bu türün temsilcilerinin..
                Örneğin; Sınava girdim bugün tanımadığım biri kağıdını azcık açar mısın dedi durduk yere..Dilimden şu kelimeler dökülebildi o an "Aleyküm selam Bende Mehmet memnun oldum tanıştığımıza.." adamın bana dediği akıllara zarar cümle ise şu:"Bırak şimdi tanışma faslını iş konuşalım.." artık neyin kafasını yaşıyorsa..Fotokopi merkezinde birşey mi yaptılar nedir anlamadım gitti..
                Sözün özü şu dostlar sınavlar geçer gider..Önemli olan sonuç değil kazandığınız karakterli insan sayısıdır..En ufak olayda küsmeyen ve sadece sınav zamanı değil her daim yanınızda olan adamları yakınınızda tutun..Ne demiş sami abi : "İnsanlara çok değer verirsen giderler..Değer vermezsen de giderler..Yani insanlar gider..Kasma..".Dur lan bu olmadı buraya ..Şöyle düzelteyim o zaman çıkarı olan insanlar gider adamlar kalır..Hah bu güzel oldu bak..
                Sonuç olarak günün ilk yalnızlarına ve adam gibi adamlarına benden efsane bir replik gelsin.."Gün ağarırken günün ilk yalnızları için İzzet Altınmeşe söylüyor : Yar dügmeli dügmeli.."
Hadi eyvallah..Öperler..Vizelerde başarılar ama fazla da kasmayın..

23 Nisan 2013 Salı

23 Nisan

Siz daha uyuyun oğlum hoca yoklama aldı..Törene katılmayanlara 1 verecekmiş..

İçinizdeki çocuğu hiç öldürmediğiniz nice 23 Nisan Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramlarına..Bayramımız Kutlu Olsun..

Hadi eyvallah .. Öperler..

22 Nisan 2013 Pazartesi

Biz ne ara bu kadar "Cool" olduk la?..


Biz ne ara bu kadar "Cool" olduk la?..
                90 ların başında 80 lerin sonunda çocuk olanlar bilirler mahalle kültüründeki dayanışma ve sevgiyi..Marketlerin yerinde bakkalların olduğu her hafta pazara gidilen ve pazar akşamları şahane pazardan önce banyo yapılıp sonrasında şahane pazar izlenen dönemlerden bahsediyorum..Bizim dönem diye tabir ettiğim o zamanın insanları şu günlerde bi artistlik havasına giriyorlar..Yaşadığı yeri beğenmeme , aile bağlarını amerikan özentisi şeklinde koparma çabaları ve her ortamda dikkat çekeyim de belki takılan olur mantığıyla yapılan bu esintiler samimiyetsizlik derecesinde bile değil..(Amma uzun cümle oldu ha)..Kulağına kulaklığı takanın şarkıcı , iki fotoğrafı beğenilenin ünlü , Yabancı şarkı dinleyince bi halt olacak sanıp Türkçe şarkıları beğenmeyince cool olunan ve Sosyal medya kaşarlığının doruk noktalarında olduğumuz şu günlerde kendimize çeki düzen vermemiz gerekli bence..Aksi takdirde geri dönüş için çok geç olabilir..
                Bahsettiğim şeyleri yapanların çoğu benim neslimdeki adamlar - bayan arkadaşlar..(Bayandan adam olmazmı klişesine girmeyin lütfen onu ayrıca konuşuruz :))Daha beş on sene önce yaptıklarına baksalar kendilerinden utanırlar hatta yerin dibine geçerler..İşte o yaptıklarından bazıları:
*Daha 10 sene öncesine kadar ağzının suyu akarcasına Pokemon-Şirinler-Taş Devri-Jetgiller izleyen sizdiniz!
*Daha 10 sene öncesine kadar şimdilerde yabancı özentisi şeyler izlemenize rağmen akşam olduğunda Reha Muhtar abimizle Barış Mançoyla adam olacak çocuklar izleyenler sizdiniz!
*Daha 10 sene öncesine kadar sokakta yarım ekmek domates-tuz karışımı afiyetle yeyip arkadaşlarınızla paylaşan da sizdiniz!
*Daha 10 sene öncesine kadar Pazardan pazara yıkanan da sizdiniz!
*Daha 10 sene öncesine kadar şimdi küçümsediğiniz çocukların meslekleri haline gelmesine rağmen sokakta bulduklarını eve getirip annelerden dayak yiyen de sizdiniz!
*Daha 10 sene öncesine kadar marka giyinmeyi geçiyorum (Onu bi tarafa attım) her sabah önlük için yakalık takan , Gömlek için kravatları aile büyüklerine bağlatanda sizdiniz!
*Daha 10 sene öncesine kadar Paranızı ve zamanınızı atariye yatıran da sizdiniz şimdilerde Playstaion salonu ve Cafe tarzı yerlerde takılmanıza rağmen !
*Daha 10 sene öncesine kadar Akşam ezanından önce evde olanda sizdiniz!
*Daha 10 sene öncesine kadar Hollywood vs. yoktu Nuri Alçolu Tarık Akanlı uyuşturuculu filmler izleyip gerilen , Cüneyt abimin destanlarıyla vatan-millet-sakarya sını kabartan , Kemal Sunal gibi gülüşüne paha biçilemeyecek bir adama gülende sizdiniz!
Hatta bunların Hepsi Bizdik..Sahi biz ne ara bu kadar "Cool" olduk la?..
Hadi eyvallah..Öperler..

20 Nisan 2013 Cumartesi

At Burcu


     Evrendeki yıldızların rastgele konumuna göre , insanların doğum tarihlerine ve gezegenlerin bunlarla olan ilişkisini inceleyen bilim dalı astroloji hiç mi hiç ilgimi çekmiyor nedense..Ama gelin görün ki bir tane burç var içlerinde bana tek uyan o sanırım..
     Doğum gününün ve gezegensel diğer şeylerin etkilemediği ( bana göre saçmalık bu şeyler) tek burç AT BURCU.At burcunun özelliklerini barındırdığımı hissediyorum kendimde.At burcu gezegenlikten çıkarılmış olan ve üvey evlat muamelesi gören ( izleyenler bilir adeta bir Jon Snow) Plüton gezegeninin burcudur.Bu burca sahip kişilerin genel kişilik özellikleri Arı gibi çalışmalarına rağmen At gibi uyumalarıdır.Bu neyin kafası ya şimdi sorusuna hemen hazır bir cevapları olan ve bu cevapları genelde At kafası olan insanlardır onlar.Çoğunlukla Leyla İle Mecnun izleyip izleyip , erik yiyerek sahile doğru bağırırlar ..Öyle yükseleni falanda yoktur bu burcun..Kendisi zaten hep yüksektedir.Hayata At gözlükleriyle bakarak bardağın dolu tarafınında görülebileceğinin timsalidir adeta onlar..
     Gerçek hayatta hali hazırda çin mitolojisinde de kullanılan bu burç orda taklitten öteye gidememiştir.Fazla temsilcisi de kalmayan bu nadide değerimiz günümüzde yok olmakla karşı karşıya..At kafasını yaşatmak için AKYD ( AT KAFASINI YAŞATMA DERNEĞİ) kurulacağı da kulağımıza gelen haberler arasında..
At kafası muhabbeti her daim sizinle olsun dostlar muhabbetinize doyum olmaz ama sınavım var gitmem lazım..Hadi çok yazmasın , dikkat edin kendinize..Öperler..

AT *****I.


19 Nisan 2013 Cuma

RIP Messenger


                Malumunuz bundan birkaç hafta önce hepimizi internete bağlayan olay olan Msn Programı kapatıldı.Ailelerimizin yasaklarına rağmen Msn kullanmak için internet kafelere gittiğimiz günler artık geride kalmasına rağmen Msn in etkilerini bir dönemin gençleri olarak hep hatırlayacağız.
                En yakın arkadaşlarımızın bile yapamadığı kız bulma konusunu Google amcadan yardım alarak da olsa çözüme kavuşturan Msn bir online chat yapma programıydı.Günümüzdeki teknolojinin biraz gerisinde kalmasına rağmen etkisini unutamayacağımız bu küçük şeyin yapabildiği ama onun yerini alan şeylerin yapamadığı pek çok şey var.Misalen ben hiç titreşim yollayan bir program görmedim hala.Hele o dılıdılıdılıdılı melodisiyle olan sesi hala kulaklarımda..
                Ya da ne müziği dinlediğimizi yazan yok onun gibi.Ekranın ortasından kocaman 2 adet kırmızı dudaklarla öpücük atanda yok henüz.Bir devrin bütün organizasyon ve arkadaş sohbetlerinin yapıldığı o ortam artık yok.Microsoft update adı altında bizim can dostumuzu bizden aldı adeta.
                Şunu da belirtmeliyim ki kalbimizde oturumun her daim açık kalacak MSN Biz sana her zaman Çevrimiçiyiz Seni Unutmayacağız Dünyanın Şu Ana Kadar ki En İyi Smiley lerini oluşturan Program..Huzur İçinde Yat..
#RIPMSN  #RESTINPEACEMSN 
Ayça_22 An itibariyle oturumunu sonsuza dek kapattı.. Hadi Eyvallah..Öperler..

18 Nisan 2013 Perşembe

Croodlar

Tavsiyedir ..Gidiniz..

     Malum vizeler--Öğrenci düşmanı,evlat olsa sevilmez pislikler,Kulpu kırık çaydanlıklar,Çöp poşeti kılıklılar,Delik masa örtüsü derecesinde sevilmekten uzak ve adeta gözümüzde pipet olan sınavlarımız-- yaklaştığı için hepimizdeki sinir stres katsayısı giderek yükseliyor.Son haftalarda çalışan mı istersiniz , günlük tekrar yapan mı istersiniz yoksa hiç çalışmayıp seneye mi bırakan istersiniz bilmem ama şu ara her türden elimizde yoğun olarak mevcut.Bu türler sınavları dolayısıyla sinirlenip geriliyorlar tabi.İşte bugünkü yazımın ana teması o stresi biraz olsun uzaklaştırmak amaçlı olan Crood's ( Crood'lar) filmi..
     Yaşadıkları yer olan mağaralarından bir deprem sonucu ayrılmak zorunda kalan Crood ailesi ve Diğer eleman Guy un hikayesini anlatıyor bu sevimli ve bi o kadar da tatlı animasyon..Baba karakteri  Grug ailesini korumayı görev olarak benimsemiş ve kaynanasına takılıp duran taş devrinde yaşıyor olmasına rağmen geri kafalı olan bir adam..Bunun bir de kızı var tabi..Eep bu hanım kızımız..Eep vahşiliği ve gereğinden fazla derecede güçlü olmasına rağmen Guy isimli bizim oğlanla karşılaşıyor ve olaylar başlıyor..Eep-Guy ve ailenin geri kalanı karşısında yeniliğe karşı savaşını sürdüren Grug komedi hareketler sergiliyor ..
     Filmin dreamworks tarafından yapılmış olması ve 3D olması da bende ayrıca hoş bir etki bıraktı..Özet olarak sınavlardan bunaldığımız şu dönemlerde kendinize bir güzellik yapın , ayırın 2 saatinizi ve Crood ların dünyasını görün..Gayet eğleneceğinize inanıyorum hatta inanmaktan fazlasını söylüyorum..Sıkılırsanız gelin ayrıca konuşalım sizinle :) 

     Haydi selametle..Öperler..
      

16 Nisan 2013 Salı

Neden Leyla İle Mecnun ?

Neden Leyla İle Mecnun ?

Ben tanıyanlar bilir Leyla ile Mecnun u ne kadar sevdiğimi..Pek çoklarına anlatmanın yolunu bulamadığım bu durum benden kaynaklanmıyor , diziden kaynaklanıyor ..Neredeyse her sahnesinde gülmekten kırıp geçiren ve hayatımın neşesi haline gelen bu dizi kendisine fanatik derecesinde bağlanmamızı sağlıyor..Sosyal ağlarda pazartesi sendromu diye anlatılan "hastalık" biz Leyla İle Mecnun bağımlılarına göre haftanın tek neşesi olan gün oluveriyor bir anda..Her pazartesi akşamı daha dizi başlamadan Twitter da Dünya gündemine giren , IMDB gibi dünyanın en kaliteli sitelerinden birinde en iyi 10 dizi arasına girmeyi başaran tek Türk dizisi olan ve pek çoğumuz için tek neşe kaynağı olan Leyla ile Mecnun olduğunda hepimiz hep bir ağızdan diyoruz ki #BugüngünlerdenLeylaİleMecnun..

Ana teması , kaderleri doğdukları anda birbirlerine bağlanan iki karakter olan Leyla ve Mecnun un kavuşma sürecini anlatıyor..Mecnun'un bu yolda ; can yoldaşı diye tabir edebileceğimiz yalnızlığına boyun eğmeyen ve renkli kişikli bir İsmail Abisi ( ki o hepimizin İsmail Abisidir ) , dostlarının her yardıma ihtiyacı olduğunda her kilidi açabilecek olan bir Hırsız Yavuzu ( Erdal baggalın deyimiyle hırsız Yaviz :)) ,Mecnuna idol olabilecek ama genelde onu fazla dinlemediği İskender Babası , rüyasından çıkıp fırlayan bir Ak sakallı D.D. si , dışardan eve aldıkları Dost sakallı ve Az sakallı D.D. lerimiz (Az sakallı benim favorim:)) , Ve mahallenin kalbi , Çayların efendisi , Her hali komik olan Erdal baggal  var ..

Kendi çölünde kaybolabilecek derecede içten , 2-3 bölümde bir dünyayı kurtaran ve şu anki günümüzden 1 sene sonrasında geçen diziyi sevmeyenlere anlatmak elbette zor oluyor bizim için..Ama biz kendi halimizle de mutluyuz yani ihtiyacımız olduğundan değil onlara maksat cahile laf anlatmaya çalışmak bizimkisi..Günümüzde git gide kaybolan mahalle kültürü , dostların yardımına koşma mantığı bu dizide son nefer olarak yaşıyor adeta..Kendi içerisinde belli muhabbetleri ve geyikleri olan diziye ortasından başlayıp da sevmemeniz gayet doğal anlayışla da karşılıyoruz sizleri ama geyiklerimizi anlamayınca AT gibi bakmayın suratımıza öyle :)

Kendi geyiklerinden bazıları ise şunlar : AT muhabbeti , Mecnun ve İsmail abimin sahildeki "Mecnuuuuuuun Hoooop Naaaaptııın ..." muhabbeti , Erdala edilen beddualar ve Sigaraya sakız içkiye üzüm erik vb. denmesi gibi muhabbetler absürd komedi olmasına rağmen izlemeyenlere absürd geliyor..

Daha yazılacak aslında pek çok geyik muhabbet ve Leyla ile Mecnunu övecek o kadar çok özelliği var ama dediğim gibi Biz Kireçburnu çakalları olarak bizi mahallemizle başbaşa bırakın başka da birşey istemiyoruz ..
O yüzden son söz olarak diyorum ki bize laf sokmaya çalışan Leyla İle Mecnun izlemeyenleri ayak serçe parmaklarını sehpaya vursunlar emi..Hadi Eyvallah ..Öperler..

15 Nisan 2013 Pazartesi

..Çay Sen Nelere Kadirsin..

Merhabalar..
Geçen okulda yürürken gördüğüm bir posterden etkilendim ve bununla alakalı bir konu hakkında bahsetmek istiyorum sizlere..
Eski iki dost:Çay ve esnaf

Başlığı bu şekilde olan bu yazı beni etkiledi haliyle.Çay tiryakisi olmasamda çayın olduğu her ortamın sıcak gelmesi ve çayın hayatımda önemli etkide bulunması belki de etkileme sebeplerinin başında geliyordur.Çay dediğimiz içecek hakkında pek çok teorik bilgi vs. vardır elbet ama önemli olan çayın bizlerin içimizde oluşturduğu o sıcak etkidir bence.

Çay yalnızlıkta da vardır kalabalıktada.Her ne kadar Ahmet mümtaz abiden gördüğüm kadarıyla olsa da Aşk yalnızların müşkülüdür sürülerde aşk olmaz lafı çay için biraz değiştirilebilir sanırım.Çay yalnızlarında sürülerinde müşkülüdür :) Kendine has kokusu ve özellikleri ile milli içecek sınıfına girebilecek olan bu güzellik bizim içimizi ısıtan özelliğiyle bizleri birbirimize bağlıyor adeta..

İşte o özelliklerinden birkaçı :
İnce belli bardakta içilmesi makbüldür ama demini kişiye göre ayarlamak gerekir..
Herşeyle güzel gidebilir ama Peynir ekmekle de nefis olur haa ..
Muhabbetin demini aldırır.Çaysız yapılan sohbetlerin hiçbir tadının olmadığı malumunuzdur.
Bozkırların kokusunu içeren belki de tek içecektir yani bizden biridir çay..
Pek çok şaire veya söz yazarına ilham kaynağı olmuştur..
Sıcak içilmelidir..Yer yer niye sıcak içiniz yazmıyor diye düşünmüyor değilim..
Yaklaşık 5000 yıllık bir geçmişi vardır nerden baksanız soy ağacınızın bir bölümü görmüştür onu..

Dedim ya şairlerimiz veya söz yazarlarımızda kullandılar Çayı ilham kaynağı olarak ..Onlara da değinmeden olmaz şimdi ..

" 've oturdu mu bir masaya
hakkını verir çay içmenin..'
| Cahit Zarifoğlu

'iki çay söylemiştik orda biri açık
keşke yalnız bunun için sevseydim seni..'
| Cemal Süreya

''çaycı, getir, ilâç kokulu çaydan!
dakika düşelim, senelik paydan!..'
| Necib Fâzıl Kısakürek

'ama bu kente gelirsen unutma beni ara,
sana bir çay ve temiz yaralar ısmarlarım..'
| Osman Konuk

'hadi iç de çay koyayım..'
| Âh Muhsin Ünlü

'seni çay içerken izlemek,
seni çay doldururken,
seni demlerken çayı,
kimseler inanmasa da düpedüz sevap..'
| Alper Gencer 

'çay henüz her şey bitmedi demektir..'
| Cezmi Ersöz

'çay içmeye gidenler vardı akşamüstü, parklara gidenler de
duruma uymak kısaltıyordu günlerini artamayan eksilmeyen bir hüzünle..'
| Turgut Uyar

'her gülümseyişin de tüm ülkeye çay ısmarlayayım,
seninleyken bir yudum çay zenginleştirilmiş uranyum gibi enerji veriyor bana..'
| Murat Menteş

'bütün gün kahvede oturdum yedek kulübesinde
ve bir kardeşim saf dışı kalsın diye çay söyledim kahveden..'
| İbrahim Tenekeci

'aşkınla demlenmiş sıcak bir çay içmeliyim.
küfürler saçıp etrafa,belalara bulaştırmalıyım ağrılı başımı.
yokluğuna alışmamalıyım..'
| Tarık Tufan

'bir çay bardağını başka başka tutan ellerin becerikliliği mı?
görülmediği gibi
ama var mıydı sanki görülmek isteyen
var mıydı bir şeyler bekleyen yüreğimin eskittiklerinden..'
| Edip Cansever

'çay içiyoruz
mutlu bir sessizlik içinde..'
| Cevat Çapan

'yazsam okusam, okusam yazsam
biri devamlı çay verse bana..'
| Ömer Lütfi Mete

'adamlar bana çay verdi çay! ya çay veren adam hiç kötü olur mu?'
| Leyla ile Mecnun - İsmail Abi

'çay böyle başarısız erkek gibi bişey..'
| Beş Şehir - Kedi "



Çay; yoksulların, şairlerin ve yalnızların resmi içeceğidir. Ona öyle alelade bir içecek muamelesi yapamayız. Ona sıradan bir içecek gibi davranamayız.O yüzden diyorum ki haydi bir Çay koyalımda hep beraber içelim şöyle ince belli bardakta demli demli ...

Son söz olarak çayla ilgili en sevdiğim 2 sözüde paylaşmak istiyorum ..

Sonra belki çay içeriz. Şansımız varsa yağmur da yağar. Damlalara huzur yüklemece oynarız. Güzel şeyler olur belki. Sen gel bence.


Ve bir bardak demli çayın, insanın yüreğini ısıtan şefkatine sığınıp, susalım.

Hadi eyvallah..Öperler..




8 Nisan 2013 Pazartesi

Bunu da Gördük Sonunda

Yurdum televizyonlarında bir olaya daha şahit olduk ..
Daha önce telefon-telsiz ikilisiyle karşılıklı konuşmayı başaran (Bkz:http://www.youtube.com/watch?v=y35OfqAZzTk) dizi ekibi sonunda dizide diziyi yayınlayarak bir ilke daha imza attı..Tebriklerimi Sunuyorum..

Not:Şu ara yoğunum ara vermeden eksiklerimi kapatarak devam edeceğim bir iki gün içinde..
...Mehmet Tekelioğlu...
Hadi EyvAllah , öperler..