Son günlerde ülke gündemimizi meşgul eden bir olay var pek
çoğunuzu bildiği gibi..Milli içecek..Yeri geldiğinde takım-yerel
giysiler-kültür vb. şeyleri "milli" sınıfına koyan halkımız ülke
gündeminin sakız gibi sünebilen bir gündem olduğunu unutup içeceği bile milli
yaptık..Hayırlı uğurlu olsun..
Şimdi
gelelim eldeki verilere..Elimizde bol köpüklü ayran, taze demlenmiş sıcacık
çay, sohbette yar-ı vefa olan rakı var..Kıyaslama aşamasına geldiğimizde ise
halkımıza göre ayran ağır basıyo gibi..Zaten onun köpüğü ağırlığını koymasına
yeter..Ama yapılırken ayranda çayda suya ihtiyaç duyuyor..O açıdan rakı özgün
olması açısından bir adım öne çıkıyor..Malum rakı için su mecburi değil..Keyif
meselesi onunki..Çay ise binlerce yıldır var olmanın verdiği geçmişle tarihine
güveniyor bu yarışta..Olumsuz yaları yok mu var elbette..Rakı adamı madam yapar
isterse..Çay dediğimiz soğuduğunda tadı-tuzu-şekeri hiçbir haltı kalmıyo..Ayran da çalkalanmadan
içilmez fazla çalkalarsan yağı çıkar ayarına göre muamele etmek lazım ona da..
Gelelim
sözün özüne dostlar..Ayran-çay-rakı ne olursa olsun adını siz koyun ,
isterseniz At deyin adına önemli olan boğaz dediğimiz yerden geçtikten sonra
dilde bıraktığı damak tadıdır..Yanına iki hoş muhabbet oldu mu çayda rakıda
ayranda candır iyidir hoştur..Amma velakin en temizi Fışna Suyudur..Afiyetle
içiniz efenim..
Hadi Eyvallah .. Öperler..