Bu Blogda Ara

31 Mayıs 2014 Cumartesi

Ezelden ebede...

Selim abi'nin gözlerinden uyku akıyordu.. Mahmut desen bardağı elinde tutacak mecali kalmamış.. Benden bi on yaş küçük olan Ali diğerlerinin aksine çakır keyif olmuş ama bir o kadarda kendinde, manasız manâsız etrafa bakınıyordu.. Meyhanenin sahibi ve çırakları boşalan masaların hesaplarını alıp etrafı topluyorlardı.. Kapatma saati mi geldi nedir? Belki de bekleyenleri vardır da gidiyorlardır.. Bekleyeni olmayınca insanın bekleyenin halinden anlamıyor tabi..
Bir iki kişi masada sızmış ağızlarının suyu akmış halde, belki de hiç bir zaman olmayacakları kadar komik ve sefil haldeydiler.. Göz ucuyla bakıyorum bir iki tane de kız var yan masada.. Dünya ahiret bacım olsunlar olmasına da , eskiden olsa alıcı gözle bakardım böyle bir mekanda kız gördümmü.. Neden dersen rakı içmesini bilen kızla olur.. Olur işte o kadar..
Bizim masanın aksine inat edercesine, mutlu bir olayın şerefine içiyorlar belli ki.. Gülüşmelerinden anlaşılıyor.. Bizde desen herkesin ayrı derdi var.. Selim abi zaten her Allah'ın günü dertli iş yüzünden.. Mahmut babasını kaybetti daha iki hafta önce.. Ali aklında dersleri, ayın sonunu nasıl getirecez derdi gibi türlü sorunlarla boğuşuyor.. Meyhaneci desen her gün türlü türlü içmesini bilmeyen, bilse de yanında eşi dostu var diye abartıp masadan kalkamayan adamlarla uğraşmaktan bıkmış vaziyette.. Ben desen sen varsın ya yetiyor dert niyetine.. Günde beş vakit niyet ediyorum dermansız dert olarak seni anmaya.. Bak hazır meyhaneci demişken;
- Şefim bakar mısın?
+ Buyur abi.
- Bizim mezeleri bi tazelesene. Bir de bir yetmişlik daha getirsene sana zahmet.
+ Hemen abim.
Öyle işte.. Anlayacağın masa sağlam baya.. Ahmet Kaya'dan söyle çalıyor kasanın sağ tarafında duran tahtanın üzerindeki eski radyodan.. Anons geçiyor radyodaki : " Sıradaki şarkı içinde söyleyip de söyleyemenlere gelsin..." Gelsin anasını satayım.. O da gelsin.. Bunca derdin arasında bir de o gelsin.. Etraftaki insanlara bakınmaktan bıktıkça şarkıya daha çok odaklanıyorum.. Bak ne diyor Ahmet abi.. "Yüreğime basa basa içimden yar gidiyor..."  Dur bir saniye meyhaneci geldi.. Mezelerle rakı'yı getirdi..
-Eyvallah ustam.
Muhabbet sarmadı baştan beni.. Ne bileyim zaten çok konuşan bir insan değilim, yanımdakiler de konuşunca iyice susasım geliyor.. Onları dinlemediğimden değil de susup düşünmek en güzeli be.. Hazır susmuşken sıradaki şarkı benden sana gelsin o zaman.. "Müslüm Hangimiz Sevmedik?" Hangimiz düşmedik kara sevdaya be.. Vuralım kadehleri haydi dostlar..
- Bu sefer neye kadeh kaldırıyoruz abi?
+ Ali'm bu sefer Müslüm'e kaldıralım gel.. Hangimiz bir vefasız için köşe başında yol gözlemedik...
Bardakların birbirine vuruşuyla birlikte birer yudumda dökülüyor masaya.. Zaten loş ışığın da etkisiyle millet iyice kafayı bulmaya başlamış.. Yan masadaki kızlar ve iki arkadaki gençler de vuruyor kadehleri bize doğru bakıp.. "Haydi Müslüm'e ve tüm kaybettiklerimize" diyerek.. Saat olmuş gecenin bilmem kaçı ben niye böyle oldum lan diye düşünürken bizim Selim abiyle Mahmut hava alacaz diye çıkıyorlar.. Geri gelirler mi bilinmez.. Masaya bir miktar para bırakıp gidiyorlar.. Haydi gel Ali gelmişine geçmişine söyleyecek olup da söyleyemediklerimize içelim bizde..
Gün ışığını sevmiyorum bir türlü.. Belki de beni sabahın 5'inde terk ettiğindendir.. O yüzden geceleri daha çok seviyorum Ankara'nın bu halini.. Sadece sebebi olanlar içiyo gecenin bir yarısında.. Adam akıllı türküler de bir tek bu saatte çıkıyor radyoda.. Harbi lan sabahın 5'i nedir amına koyayım? Terk edecek zaman mı bitti de sabah 5'i buldun..
- Gidiyorum ben.
+  Nereye be bu saatte?
- Gidiyorum işte. Uzaklara. Gelmemek üzere.
+ Saçmalama, otur bir konuşalım.
- Otur konuşalım derken bile alkollüsün.
+ Git lan git. Ebenin amına kadar yolun var. Siktir git lan!
Aslında küfür etmeseymişim iyiymiş de neyse.. Olanla ölene çare yok.. Aha işte bu yüzden seviyorum radyodan şarkı dinlemeyi.. Sen geri kafalı derdin kendimi sabah gün ağarana kadar sigara-rakı-kitap-radyo dörtlüsüne teslim edince de anlayamazdın bir türlü benim içimde oturan sığırın derdini.. Bak ne güzel çalıyor bağlamasını Neşet "Ah yalan dünya..." Yalansın be dünya yalan...
Gel Ali bir seferde Neşet'e içelim anasını satayım.. Ali de kafayı buldu iyice dertli dertli düşünmeye başladı garibim.. Zaten masada sigara üstüne sigara yakıyoz.. Dumandan adamın suratını görmüyorum bir de... Bu akşam da ruhumuz devenin üstünde..
Ali de iyice kendinden geçti.. Bir ben kaldım gene masamda derken yandaki kız geliyor masaya.. İçten ve gayet kibar bir şekilde;
-Merhaba. Oturabilir miyim?
+ Otur tabi bacım otur. Rakı koyayım mı içer misin?
- Olur. Yalnız gibisiniz. Normalde hiç adetim değildir ama geldim işte yanınıza.
+ İyi ettin ya. Yalnızım ezelden ebede kadar. Elbet bir gün biter de bitene kadar el mahkum napalım.
- Aynen. Ne güzel söylediniz ezelden ebede...
Bir kaç kadeh de Aysel'le içiyoruz muhabbetin demine dem kata kata.. Haydar Haydar eşliğinde hem de.. Madem normalde yapmayacağımız şeyleri yapıyoruz, Aysel rakı koyarken hem kendisine hem bana, deyiveriyorum bir anda  "Aysel, git başımdan istemiyorum.." Gülüşmeler falan filan işte.. Gülmeyeli baya olmuş yalnız.. Kaslar bir kendine geldi gülünce..
Meyhanecinin gözlerden uyku akarken biz de sabaha karşı çıkıyoruz mekandan.. Aysel'i eve bırakıp, hafta sonu dostça bir ortamda közde Türk kahvesi-nargile yapmaya sözleşiyoruz.. Evin sokağının başına geldiğimde her sabah gördüğüm şeyleri görüyorum yine.. Kediler yemek ararken birileri işe gidiyor, birileri işten geliyor.. Fırında taze simit kokusu.. İki tane alıp kahvaltı yaparım diyorum kendime.. Kendi kendime mırıldanıyorum bir anda.. "Elbet bir gün buluşacağız.. Bu böyle yarım kalmayacak.." İçeri girince bir not buluyorum geçen hafta yazdığım..
Biriniz de beni anlayın lan!
Anlatamıyorum içimdekini kimselere,
Seni yazıp döküyorum kaleme..
Kurduğum hayallerin hepsi sen,
Fotoğraflarına bakarken soğuyan çay..
Masada kendi kendine duman altı olan ben...

"İyiyim" diyerek yalan atmaktan bıktım,
Zaten hayat da çok boktan..
Uzaklarda yoldan başka bir şey var mı acaba?
Birinizde beni anlayın lan!
Belki gelirim dedin diye,
Bekliyorum o sahilde...
Madem intihar etmeyecez bugünde,
İçelim bari, olmuyor böyle..
Ne diyordu "adam" o dizelerde..
"Baba! Beni uyutsana bir süre uyanmayayım,
Anneme söylesene ekmeğime salça sürsün
Sen yalan söylemezsin hiç, söyle beni seviyor mu?
Baba! Bak ben çok ciddiyim ortalık fena karışık.

Baba, bana 'oğlum' de 'hadi eve gidelim'
Baba! Söylesene bana, beni neden sevmiyor?"


Öyle işte.. Masada ağzına kadar dolu bir küllük dolapta yarım bi 35'lik. Gece gece içim elvermedi dökülmesine.. İçeyim bari..

Eyvallah...

26 Mayıs 2014 Pazartesi

Özledim...

Siz hiç çok özlediniz mi?

Ben özledim. Hem de çok özledim. İçime sığdıramadım bazen, atıp kurtulmak istedim ama beceremedim bir türlü. Dalgalara anlattım derdimi. Kıyılara vurdukça daha da çok özledim.Bahar geldi havalar ısındı ben yine özledim. Yağmur yağdı, sığınacak bir liman bulamadım ama yine özledim. Elimde avucumda bir şey kalmadı ama özlemekten usanmadım. Gözlerimin önündeydi, uzansam tutacak gibiydim, denedim olmadı. Özlemekten vazgeçmedim bir türlü. Vazgeçemedim...

Geceler gündüze karıştı, karanlıklar aydınlığa, ben yine, gece gündüz özledim.Hiç sıkılmadan, usanmadan özledim. Bıkmadım hiç. Sabah gördüm gül yüzünü, o güldü ben güldüm, öğlen olmadan yine özledim. Akşam oldu bir ayrı özledim. Geceleri yalnız kalınca tavan yaptı özlemim. Söyleyecek sözüm kalmadı bazen. Yuttum içimde kalan son kelamlarımı. Bir türlü özlemeden duramadım. Acıktığımda da karnım tok olduğunda da özledim. Sokaklarda yalnız başıma çok dolandım. Bir sürü insan geçiyordu yanımdan binbir farklı düşünceyle. Onlar bana bakıp "garip" diyorlardı ben yine özlüyordum...

Haberi bile olmadı ama özledim işte. Çay bardağında bırakılan dudak payı kadar yakındım. Dumanı içime çektim önce. Üfürdüm gökyüzüne doğru. Ruhum devenin üzerinde dolaştım ve bir yudum aldım demli çaydan. Sonra mı? Yine özledim... Sinirlendiğim zamanlar oldu. Kalktım bulunduğum mekandan bir anda. At gibi gidip it gibi geri döndüm. Dönünce bir daha özledim. Dostlarım geldi yanıma. Otur bir konuşalım dediler. Konuştuk. Onlarda hak verdi bu halime ve bir kez daha özledim.

Bir gün daha gülünce güller açan yüzünün hayaliyle daldım uzaklara. Her gün birbirinin aynısıydı aslında. Ama ben yine özlüyordum. Her gördüğüm çocuğu ümit pınarı olarak görüyordum. Onları her gördüğümde de sordum onlara "Gördünüz mü?" diye.. Ümit işte. Çok bekledim kalmadı takatim ne de canım... Ama özlemekten de bıkmadım.
Sahi siz hiç özlediniz mi?

Ben özledim.
Sevdim. Ben hem sevdim. Hem özledim.

Allah çarpsın çok özledim...

Not: Okuyan dostlar yüreğinize sağlık... Eyvole!

23 Mayıs 2014 Cuma

Gitme...

Dokunsan kırılacak halde hüzünlerim
Gitme diye akşam olmasın istiyorum
Sen gidince ben ben olamam ki...
Bir sen bir de bir kadeh rakı
Huzurum gitme, bırakma bu adamı...

Korkuyorum sensizlikten
Yalnız kalmaktan değil vallahi,
Son dal sigaramsın sen benim
Sürekli istediğim bir o kadar da,
İçime çeksem bitecek olansın...
Gitme lan işte nolur,
Ben senden öteye gidemem...

Sevdim,
Çok sevdim.
Keşke sende sevseydin beni benim seni sevdiğim kadar...
Sevdiğim günlerin hatırına,
Son kez yağmur yağsın
Gök gürüldesin,
Sokakta ıslanmamak için son bir defa daha
Şemsiyelere inat koşalım,
Çiçekler fısıldasın büyürken topraktan
Güneşin batışını izleyelim sahilden...
Gitme işte,
Soluyorum yapraklar gibi
Sonrası yok...

Zaman akıp gitmesin bir defa da,
Dumanını üfürmeyelim son sigaramızın ayrı ayrı,
İçeceksek o da beraber olsun,
Gitme.
Hatıralar deşmesin yaralarımızı daha fazla,
Eskiyi gerimizde bırakalım
Yeni bir umut taşıyalım merdivenlerle gökyüzüne...
Tüm sevdiğimiz şarkıları dinleyelim
Uzaklara gitmenin hayalini kuralım,
Bir elin benim elimde
Diğeri gökyüzünde
Selam yollayalım o gemiye...
Birlikte avazımız çıktığı kadar bağıralım
Denizde doğru tüm küfürlerimizi  savururcasına
O GEMİ BİR GÜN GELECEK!! Diye...

Olmayacak şeylerin hayalini kuralım
Beraber parlak istikbalimizin şerefine
Birer kadeh daha kaldıralım...
Gitme işte.


Ve ben seni hala bekliyorum, gitme hadi, gel artık...


9 Mayıs 2014 Cuma

Gel lan Gel İşte..

Sinemada senin istediğin filmlere gidelim.Sen gel sigara da içmeyecem.. Rakıya istediğin kadar buz katalım.. Dolapta soğuk su olsun her zaman.Her gün çiçek alayım.. Doğum gününde, tanışma yıldönümünde hediye yağmuruna boğayım seni.. Gel ojeni ben sürecem.. Saçını ben tarayacam her sabah.İddia ya gidelim beraber, senin dediğin maçlara yatacağını bile bile oynayacam söz.. Bira içme de ağzıma sürersem namerdim.. Yorganın hepsi senin olsun. Gel hassiktir lan bunlar barıştılarmı desinler.. Sen gel yatağın soğuk tarafı senin olsun.. Kumanda hep sende kalsın istediğin kanalı açalım.. Hatta oturup dizi izleyelim beraber.. Makyaj setini istediğin gibi dağıt ortalığa.. Çoraplarımı salonun ortasına değil kirli sepetine atayım.. Canım sıkılıyo dediğinde istediğin yere gidelim.. Evi beraber temizleyelim bulaşığı beraber yıkayalım.. Perdeleri ben asacam gel yeter ki.. Gelmelisin çünkü her şey olması gerektiği gibi değil be kızım, gelmen için bu kadar sebep varken sen nerdesin?

Gel lan işte gel ya.. Daha ne diyeyim anasını satayım!


 ...Özleyen Dostlara Selam Olsun...