Bu Blogda Ara

30 Ocak 2014 Perşembe

Bir gün gelirsen, Rakı almayı unutma..

Seni tebrik etmek istiyorum yahu.. Ben bu kadar güzel giden bir insan görmedim bugüne kadar.. Öyle bir gittin ki hayranlıkla baktım kaldım.. Bir şey yapamadım ya la..

Sen gittiğinden beri hangi şehre gitsem sen oluyo o şehir.. Önceleri senden öteye gidemeyen ben şimdi uzaklarda senden gidebildiğim kadar gidiyorum.. Değiştim çok değiştim.. Çaya şeker atmayı bırakalı 203 gün oldu mesela.. Nerden mi biliyom? Manyak değilim onu sayacak kadar.. Sen gittiğin gün yalnızlığımı sembolize etsin diye bıraktıydım hala öyle içiyom.. Evet, baktığın zaman biraz manyakça olmuş.. Kabul ediyorum..

Ama seven insan saf olur biraz.. Çocuksu bir aşktı benimki hem sana karşı.. Elma dersem sev, armut desem de sev.. Avakado desem mal gibi bakarsın amına koduğumun fukarası hayatında avakado mu gördün..

Neyse sakinim.. Sensizlik başıma vurdu iyice.. Duvara baksam sen tavana baksam sen.. Bulutlara bakıp sana benzetecek haldeyim.. Canım sen çekiyor anlasana be.. Sen ne haldesindir Allah bilir.. Mutlusundur herhalde.. Sen mutluysan ben mutlu olacak bir sebep bulurum ya neyse.. Aşık olmana da gerek yokdu bana.. Sen bana Maşuk ol ben sana Aşık olurum zaten.. Ben sana saatlerce haftalarca baksam doyamam ki.. Öyle yoğun sevdim anlayacağın.. Anlat desen saatlerce seni anlatırım birine ama ben nolacam peki? Aha da beni anlatan bu bak.. Dinleyesin gelir belki..            ( http://www.youtube.com/watch?v=QwvJ7TvxV8k )

Neyse lafı uzatmayayım.. Sen şu garibin çektiğini bilmesen de “Yukardaki” bilir elbet.. Açtığın her yaradan, Elbet hesabını sorar Yaradan.. Sana bir notum var gitmeden onu da diyim ;

“Bir gün gelirsen, Rakı almayı unutma..”

Not: 14 Days Left #Bitch..

28 Ocak 2014 Salı

Göz gördü, gönül sevdi..

İnsanların ayrıntılara boğulmadığı günlerden kalma, güzel bir cümle vardır; ”Göz gördü, gönül sevdi..” Beni anlatan teşbih bu işte.. Gördüm, sevdim, sevmedin.. Seveydin keşke de olmadı işte.. Hata da bende kusur da bu noktada.. Türkü dinlemeyen, şiir sevmeyen, kitap okumayan ne bileyim çay içmeyen birisine gönül vermeyecektim.. Ama şey diyemiyor insan tabi o lafların düğümlendiği an gelince :

“-Merhaba ben senden hoşlanıyorum.
+Ama ben seni arkadaş olarak görüyorum.
-Oldu o zaman ben başkasından hoşlanayım..”

Çok zor çok.. Sorunlar da anlaşıyolar mı nedir biri geldi mi sürü psikolojisine uyup alayı beraber geliyor.. Bi sen gelmiyon anasını satayım.. Sevilmemek bir yana, sevenin sevdiğini onu başka bir sevenle görmesi adama öyle bir koyuyor ki.. Amma seven geçti ha cümlede.. Aman diyim sen üstüne alınma.. Sen seven değilsin..

Uyku girmiyor gözlerime gönlüm viran olduğundan mı nedir.. Girdiği vakit de saçma sapan düşler görüyorum.. “Düşlerimi düştükleri yerden kaldıracak” dermanımı da sende bıraktım ben.. Moralim de bozuk hem.. Kaçalım herhangi bir yere var mısın? Desem gelecek kimsem yok.. Yalnızlığın doruklarında yalnız kaldım desem inanır mısın?

Hep ümitleniyorum ama bir türlü sonuca gidemeyen forvet misali golü atamıyorum.. Hayatım ofsayttan geçilmiyor.. Müjganımı kaybedeli de çok oldu.. Göz renklerini unuttuğum gün olayı kapatırım ama daha çok var o zamana da.. Bu ümitlilik beni öldürüyor yahu.. Bir yerden sonra mutlu olacakmışım gibime geliyor ama dur bakalım.. Olmadı içeriz yine..
Şafak vakti yaklaştıkça elim ayağım da birbirine girer oldu.. Seni görünce ne halt edecem ben? Onca şeyi unutup gene saf saf bakarım herhalde.. Sonrası malum.. Doldur bir kadeh daha ey saki.. Bu gece de sarhoşuz..



 Not: 16 Days Left #Bitch..
 Not 2: Eski Foça'daki dostlara selam olsun..
 Not 3: Kimseye zorla okutturmuyom yazıları.. Başlıklarda her daim okuyası gelene diye yazardım.. Okumazsanız okumayın.. Kaldırdım "okuyan" sayacını da.. Gerçek okuyanlarım girer okur zaten.. Eyvole..

26 Ocak 2014 Pazar

"İkiden bir çıkınca yarım kalıyor.."

Yaşamak lazım.. Hayatı kendi isteklerinle sınırsızca sorgusuzca yaşamak lazım.. Dostların kafi olmalı.. Belkilerin olsa da keşkelerin hiç olmamalı.. Tek başınalığın mutluluğu yeterli olup, yalnızlıktan keyif almayı bilmek lazım.. Elalem ne der cümlesindeki elalemi ipine bile takmamak gerek hem de..

Başkasına gerek duymadan kendini sevmeyi bilmeli insan mesela.. Başkasını sevip başına iş almanın bi anlamı da yok.. Ayakları uzata uzata masaya, sağ tarafta mandalina kabuklarıyla dolu küllüğü devirmemek en büyük sorunun olmalı.. Yalnızlığın kıymetini anlamak için kaybedecek hiç kimsen kalmaması mecburiyet şu hayatta.. Zaten hayatın filanları falanları da malum.. “Az çok güneşi, yıldızları, ayın doğuşunu batışını” görse birkaç sefer kafi.. Neyse öyle işte..

Bunca kaybedilmişliğin arasında insan üç günlük malum süre dolmadan bir kere de aşık olmalı.. Bak aşk diyorum sen iyi bilirsin o tarz alengirli işleri.. Gözlerin sadece “o” nu görmeli.. Bahar geldiğinde çiçeklere ya da gündönümünde döküle yapraklara baktığında “o” gelmeli aklına.. Onsuz hep bir yanın eksik kalmalı.. Kurallar alt üst olmalı onunla.. “ Onunla birlikteyken tamam artık hayatım artık iki kişi demeli ve iki kişilik düşünmeli her şeyi..” Günün birinde tıpkı diğerleri gibi gitmeyecekmişçesine..

Sonrası mı nolacak? “O” da gidecek tıpkı diğerleri gibi.. Senin “ İkiden bir çıkınca ne kalır? Bir kalır değ mi? Öyle değil işte.. Yarım kalıyorsun o gidince..” Diyemediklerin boğazında tıkanınca anlarsın yalnızlığın kıymetini.. Olur da şansın yaver giderse mutluluk dedikleri şey varsa ondan olursun işte.. Gitmezse sonrası malum.. Olmadı içeriz yine..

Onunla beraber bir hayatın olmaması, tek mevzun olup hiç kimseye hiçbir yerde anlatamayacağın sırrın oldumuydu tamamdır.. İşte tam o anda anlarsın kalabalıklar içinde yalnız kalmayı.. En sıcak havalarda, sırf ellerini tutmuyo diye haziran ortasında ellerin üşür bir zaman sonra.. Ufuktaki martılara “o” nu görürler diye selam gönderirsin, vapurlar onu taşır belki diye el sallarsın uzaklara.. Dilinden şu sözler dökülür belki bir gün ben misali..



“Siz hiç “o” gibi baktınız mı hayata?
veya “onu” tebessüm ettiniz mi?
”o” koktu mu evinizin bahçesi?
avuç içlerinize “o” doldurdunuz mu mesela?
gözyaşlarınız “o” aktı mı?
rüzgar “o” yönünden esti mi size?
hiç sıcak bir çayın yanında “o” tükettiniz mi?
”o” kadar sevip, “o” kadar nefes alabildiniz mi?
her şeyi bırakalım da 
ne kadar “o” oldunuz ki bu hayatta?”
...


Not: 18 Days Left #Bitch..

Not 2: Yazıklar olsun!! Bunun da hesabı çıkar elbet amma bu tarafta amma öbür tarafta.. Çok yazık harbiden..

24 Ocak 2014 Cuma

Hem kaç vakit kaldı ki ölmeye?

İçmeden sarhoş olmak nedir bilirmisin? Hani öyle bir terim vardır da kullanır durulur ya arada sırada.. O durumdayım Allah canımı alsın.. Geri sayım bitmeye yaklaştıkça seni göreceğim gün geliyor aklıma tam da o duruma dönüyorum işte.. İçmeden sarhoş oluyorum.. İşin garip tarafı içince de sarhoş olamıyorum.. Zaten içtiğim bir rakı var.. O da zaten malum.. Bak şu an fark ettim de çok güzel bir laf ettim.. "Allah canımı alsın.." Keşke de neyse demiyorum bir şey.. Bir avuç sevenim var "sen hariç" onları da üzmeyeyim madem..

Değiştim artık galiba.. En azından bana öyle geliyo.. "Sakıza ciklet diyen, sokak aralarında taso/misket oynayan, okuldan sarı saçlı mavi gözlü bir kız bakınca heyecandan ölen, sokak köşesinde beklenenleri bekleyen akşam ezanında içeri giren çocuklardandım işte.." Şimdi öyle mi.. En büyük eğlencem yazı yazmak oldu.. Beklediğim bi sen varsın gelir belki ümidiyle.. Akşam ezanını geçtim geceler bile haram oldu sensiz geçe geçe.. İşsizlikten tek meşguliyet olarak seni sevmeye zaman ayırabiliyorum.. Dün sevdim mesela seni.. Ondan önceki gün de.. Bugün de üstelik.. Yarın da bir gerekçe bulur severim seni..

Aklımdan geçen tek bir cümle var.. Ben buraya değil senin yanına aitim.. Hayat felsefesi üzerine saçma şeyler düşünmeye başladım daha nasıl anlatayım durumumu.. Beni sen delirttin de orası da ayrı.. Olmadık yerlerde anılarım depreşiyo falan.. Kafayı sıyırmaya yakınımda du bakalım hayırlısı.. Bak gene depreşti anlatayım belki benimle paylaştığın anıları unutmuşsundur.. İyi gelir hem ne belli.. Hiç unutmuyorum okulun kafetaryasında oturuyoruz bir çocuk geldi.. Bana seni sordu "tanıyo musun onu?" diye.. Kafayı sallayıp onayladım.. "Ben onun sevgilisiydim biz ayrıldık onunla" dedi.. Orada " Vay arkadaş, ben kalemlerimin arkasını kemirirken, geceleri onu düşünmeden uyuyamazken, saatlerimi bile ona göre ayarlarken, her şeyim o olmuşken, onun eski sevgilisi çıkıp geliyo.. Bana onu soruyo he? derken çocuğa bakıp pis pis gülümserken "Ulan dalyan gibi çocukmuş ha harbiden.. Hem yakışıklı da belki parası da çoktur.." Diyemedim ya la..

Öyle işte.. Çay koydum içen var mı? Yüreğin acısını çayın demi alır derler.. Yoksa daha gece uzun.. Ben yazarım yazmasına da mevzu da çok derin.. Küllüğü boşaltmaya da üşeniyorum.. En fazla bir bardak daha doldurmaya kalkarım.. "Hem kaç vakit kaldı ki ölmeye?"
Not: 20 Days Left #Bitch..

20 Ocak 2014 Pazartesi

Gelecekteki Sevgilime Benden Not


Şu zaman denen illet-i zillet bir türlü ilerlemiyor.. Kendi kafasına göre dönüp duruyo ama bir türlü gıdım ilerlemiyor.. Ve son dönemde farkettim de geceleri de dahada yavaşlıyo üstelik.. Beklenen beklendiğinden habersiz.. Bekleyen de bu yavaşlıktan çaresiz.. Tam da bu durumdayım işte anlayacağın..

Bekliyorum birini gelsin diye.. “Kimi?” dediğini duyar gibi oldum bir an.. Sesini duydum sanki uzaklardan.. İçime işlemişse demek ki yokluğun.. Her an her yerden çıkabilme potansiyelin var benim duyularımda.. Neyse konuyu dağıtmayayım.. Kimi bekliyorum biliyomusun.. Gelecekteki müstakbel sevgilimi.. Seninle yaşayamadığım onca güzel anıyı onunla yaşamak için bekliyorum hemde.. Gelince gitmeyeceğinden değil aslında.. Ben alıştım gitmelere de artık.. Hep gidiyorlar.. Hepsi gidiyor.. “Her zaman yanındayım” diyen herkes gidiyor.. Zaten hep giderler.. Ama bu seferki farklı olacak ümidi benim her daim içimde yer eder.. Gelecekteki sevgilim gelirse sen gibi gitmeyecek ardına bakmadan diye ümidim var hala..

Onu senin yerine koyduğumdan değil de seninle yaşamadıklarımı onunla yaşamak istiyorum.. Uçurtma uçurup saatlerce sahilde koşturmak, Adanademirin maçında şimşeklerin arasında olmak, Uykusuz gecelerde uyuyamayınca kalkıp sigara yakmak yerine uyandırıp mandalina yemek, ne bileyim işte beraber ağlayıp beraber gülmek işte..

Gözleri senden güzel olursa kıskanma emi.. Senin gözlerin 2 defaydı onunkiler 4 defa lacivert olacak tıpkı Müjgan gibi.. Ama o bırakıp gitmeyecek Müjgan gibi.. Saçları desen sırma sırma dökülürken ben onun gülüşüne kurban olacam.. Ufuktaki gemileri sayacağız çaylarımızı yudumlarken.. Her vapura selam çakacağız gelen/giden farketmeden.. Öyle işte.. Yapacak çok iş var onunla.. Sen istemedin bunların hepsini ben de ona saklıyorum tüm güzel hayallerimi..

Hatta bak bugünkü yazımı da sana değil ona adıyorum.. Bu sefer aynı sözle farklı kişiye hitap ederek diyorum ki.. “Elbet bir gün buluşacağız..”

Gelecekteki sevgilime benden not.. Çabuk gel nolur..

Not:24 Days Left #Bitch..
Not 2: Ankara'ya laf etmeyin sinir etmeyin adamı.. Ve hala okuyanlarım oluyor alayınıza eyvole dostlar :)

19 Ocak 2014 Pazar

Parlak istikbalimizin şerefine birkaç kadeh içelim..

Hapsolmuşum büsbütün senin gözlerine.. Ne yana dönsem senin gözünden görüyorum dünyayı.. Kendimden usandım artık.. Üşengeçliğin doruklarındayım.. Gözümün önündeki şeyleri bile göresim gelmez oldu.. Hayallerime sağanak sağanak sen yağarken üşüdüğümü bile hissetmezdim eskiden.. Pencere kenarında belki umut taşıyordur diye istasyonlara bakarken bile seni ümit ediyorum.. Artık uğramasalarda eskisi kadar sık şekilde yine de bırakamıyorum ne yapayım.. Geçenlerde gördüm hayatımı özetleyen cümleyi de.. “Yaşamak zorundayım çünkü hikayenin sonunu merak ediyorum..”

Bensiz de Sen güzel güzel giyinip atkını atarsın omzuna.. Sıkarsın en güzel kokularını.. Yaparsın makyajın alasını.. Ama benimle olduğun gibi o tadı bulamazsın be.. “Senin yanında gülüşün benim ellerimde senin ellerin yürürdük başkentin sokaklarında..” Ama olmadı.. Ben yokken sen kimi ararsın ki başın sıkışınca? Seni karşılıksız seven kimdir? Her halinle seni severken, anlayacağın ne bok yersen ye seni üzmemek için kendi üzülen kim mesela? Geliyo mu aklına bir isim.. Harcadığın yıllarım buna bir cevap buldurur diye umuyordum.. Ne diyordu adam.. İstersen bir ara konuşalım bu konuyu.. “Daha 61 dakika bedava konuşma hakkı var çünkü..”

Neyse arkadaşın sesini duyuyorum uzaktan.. Bu gecelik de kalkma vakti geldi.. Bak iyi dinle belki sen de duyarsın “dost”un sesini..”Kalk, iki gözüm, iskeleye geldik.. Günün birinde ya çıldıracağız, ya dünyaya hakim olacağız.. Şimdilik bir rakı parası bulmaya çalışalım ve parlak istikbalimizin şerefine birkaç kadeh içelim..”


Hadi o vakit.. Şimdi Müzeyyen Senar'ın sesiyle, rakıyı yarıştırıyorum ben, damarlarımda senden arta kalan yerlerde... "Elbet bir gün buluşacağız..."


Not: 25 Days Left #Bitch..
Not 2: Paylaşmama rağmen okuyan dostlara selam ve saygı olsun benden.. Eyvole.. Bu arada Ankara'ya laf edenler görüyorum.. Sikerim!!

15 Ocak 2014 Çarşamba

Bir yanım hep arabesk..

Hepsini geçtim bütün yaptıklarını, bana çektirdiğin onca acıyı falan unutsam, desem ki hayatımın belirli bir dönemine bizzat bulunarak bir dönemine de düşlerimde görükerek sıvıştığını görmezden geliyorum, hem izmaritler dolusu küllükleri hem de çay bardakları dolusu rakıyı içtiğimi de saymadık diyelim, giderken sana da doldurduğum çayı içmedin ya sırf onun için gene affetmem seni..

Pencere kenarında seni ben gibi bekleyen kalmayınca anlarsın ne demek istediğimi.. Hikayenin sonunu merak ettiğim için yaşadığım şu hayatta yalnızlığımı paylaşacağım ya da en azından paylaşmak için gayret gösterip denediğim tek insan evladı sendin lan! Pardon lan dedim bi an tutamadım kendimi.. Ha gerçi okumuyosun ki yazdıklarımı.. Kime konuşuyorsam ben.. Sol tarafıma sarılıp böyle baya bildiğin gerçekten sevgili olmuş gibi olacağımız gün gelmedi ya mutluluk veya yaşamak için bi sebep bulamıyorum artık..

Sen gittin gideli bir yanım hep arabesk.. Çok bir şey yapmama da gerek yoktu aslında.. Kafandaki bir hikaye olsam yeter bana.. Ama en iyisi olurdum gibime geliyor.. Tabi bütün hikayelerin bir sonu olmak zorunda di mi mutlu veya mutsuz da olsa..

Umutsuzum aynı zamanda mutsuzum.. Bunu böyle “utsuzum” diye de uzatasım var ama saçmalamanın lüzumu yok gece gece.. Ben zaten bir tek senin sesini duyunca veya gülüşünü görünce saçmalayabiliyorum.. Gerisi haram bana.. Geceleri sessizliğimi bozan sen olaydın da içimde kalaydı bütün bu söylediklerim ben razıydım yeminle.. Oturup parmaklarımla mandalina soyarken küllüğe kabuk koyup izmaritle onu yakmaya çalışıyorum düşün artık içimdeki çocuksuluğu.. Bu yaşımda koskoca adam oldum ama hala sana aynı o çocuksu halimle bağlıyım ben.. Tek hüzünlü yanım sensin.. Harcanmış yılların ardından sen ızdırap’sın bana.. Bütün bu acıların ve ızdırapların sonrası mı? Geçmedi işte…

Aslında “Geçmez sandığın ne varsa geçiyor.. İçin geçiyor önce.. Sonra anılar gözlerinin önünden geçiyor.. Geçmez sandığın, kabuk tutan yaraların da geçiyor..

Ben de gidiyorum artık saat ikiyi beş geçiyor..”


Not: 29 Days Left #Bitch..
Not 2: Vallaha şu resimdeki adamın yerine beni koyun bir şey değişmez şerefsizim.. Ben de kusacam lan yakında yalnızlıktan..

14 Ocak 2014 Salı

Gelecekteki benden sana not..

Masada boş rakı bardağını aradı gözleri.. Bulamayınca fark etti akşamdan kalma çay bardağındaki rakı kokusunu.. Zaman bile işlerini ağır alırken benim ne acelem var ki diyerek iç geçirdi.. Odasına günlerdir güneş girmiyordu herhalde.. Sağa sola çarparak perdeleri araladı.. Eski bir radyo, onlarca kitap, olur da bir gün bozulursa yalnızlığı diyerek iki kişilik yatağı ve sallanan sandalyesi dışında pek mal varlığı olmayan bu adam elini eteğini çekmişti her şeyden.. Eskiden sevdiği kızı hatırladı.. Hala seviyordu ha gerçi de.. Bundan beş on sene öncesine kadar henüz hala umut varken belki okur diye ona yazılar yazıyordu.. Hayalleri çok sadeydi her daim.. Değişmedi fazla ve değiştirmeye de çalışmadı hiçbir şeyi.. Aynılık onu standartlaştırmıştı ama o bunu bile seviyordu.. Sakalları uzamıştı bir de..

Ne vardı değişen bu kadar peki? Bugünü özel kılan neydi.. Ya da ne düşünmüştü.. Ölümlü dünya şen şakrak dönerken o mutlu olmak için tek bir sebep dahi bulamıyordu.. Çözüm belliydi aslında.. Tek taraflı platonik aşkı bırakıp o aşkı amiyane bir tabirle çiftleştirmek.. Numarası, çalıştığı yer, ailevi durumu, sıkıntıları, dertleri, mutlulukları.. Her şeyini biliyordu ceylan gözlü sevdiğinin..

Kalktı ayağa.. Dağılmış çarşafın üstünden uzanarak telefonunu eline aldı.. Numarasını çevirdi onun.. Aramayı, konuşmayı, sesini duymayı bırak nefesini duysa eli ayağı titrerdi.. Ama gönül bu mesafe dinlemiyordu ki.. Dayanamayarak bekledi telefonunun çalışını.. 30-35 saniye süren telefonun çalışı ona saatler aylar gibi geliyordu.. Geçmek bilmiyordu sanki telefonun çalışı..

Cevap verdi karşıdaki buğulu ses.. Sesi titreyerek cevap verdi telefona.. Alo’dan başka bir şey diyemedi.. Utanmadan veya çekinmeden dolayı oluyordu bu.. Kim bilir görse neler olurdu ki? Yere yığılır kalırdı herhalde.. Uzandı yatağa.. Tek sırdaşı olan tavana baktı baktı baktııı… “Dilin olsa da konuşsan be tavan.. Ne yalnızlıklar yaşadım da bir sen bildin bir de içtiklerim…”

İç çekerek bir tane daha yaktı.. Paket bitmek üzereydi.. Bari dışarı çıkmak için sebep olsun diyerek paketi bitirmek için son dalı da içip şehrin en yalnız yeri olan sokağa karıştı.. Belki bulurdu burada kendisini kendisinin istediği gibi anlayacak birisini…



Not: 30 Days Left #Bitch..
Not 2: Ben yazmayı bırakmadım paylaşmayı bıraktım dostlar.. Bi gönderme yapayım dedim bi Allahın kulu da anlamadı.. Yazıklar olsun.. Azıcık pozitif olun hem, benim yazmayı bırakmam büyük bir sorun teşkil etmese gerek.. Neyse sakinim.. Okuyası gelen blog'a girip gene okur değ mi? Hadi Eyvole..



13 Ocak 2014 Pazartesi

Vuslata ermeyince uslanmaz hasret..

-Âşığa sordu mâşuk.. Görünce seni gece doğmaya korkan bir yıldız misali ürkekleşiyorum.. Senden uzaklaşma korkusu bile uykusuz gecelere bir yenisini ekliyor.. Güzelliğini görünce gözlerim kör olsun ümidiyle dualar ediyorum başka bir güzellik görmesin diye.. Bir gün beni bırakıp gider misin korkusu her yanımı sarıyor.. “Gider misin bir gün beni bırakıp?”

+Tebessüm ederek, seven sevdiğiyle zaten, her hâl - ü kârda birliktedir, dedi Mâşuk.. “Hasret olmakla ayrı kalmak başka şeyler. Ayrılık hisseden, zamanla itimâdı, ümîdi, hüsn-ü zannı, inancı da kaybeder. Âşık isen hiçbir şeye takılma. Görebilen göz için, olmuşta, olanda ve olacakta, sadece hayır vardır; ama işte, yalancının mumu yatsıya, âşık olmayanın râbıtası, zorluk gelinceye kadardır.”
Senin hasretin vuslattandır.. Vuslata ermeyince uslanmaz hasret.. Uslanmadıkça hayali düşer Bu maşuğun gönlüne.. Zulüm olur zülüflerin zamanla.. Dokunsan içim ürperir.. Dokunsam sana, yanarım ben o hasretle..

-Âşık cevap verdi Mâşuğuna sen varsan ben yanmaya da razıyım.. Yılmadan, vazgeçmeden, öyle sabırlı.. Benim rabıtam zorluk gelinceye kadar değil, seninle beraberken zorluk geçinceye kadar..

+Sen benim Kays’ım..

-Sen benim Leyla’m..

Not: 31 Days Left #Bitch..
Not 2: Dostlar üzülür müsünüz sevinir misiniz bilmem ama bir haberim var size..Başladığım yerde bitireyim diyorum.. Başka planlarım var ama du bakalım çıkar kokusu yakında.. Yazıları paylaşmayı bırakıyorum.. Büyük ihtimalle son yazım olacak okuduğunuz.. Her şey için Eyvallah la!! Okuyanın da okumayanın da gönlü hoş olsun o vakit.. Hadi öperler alayınızı.. Resimde de dediği gibi ; Müsait bir yerde unutun beni ve yazıları.. Hadi Eyvole!!

12 Ocak 2014 Pazar

Velhasıl bugünde yalnızım elhamdülillah..

Masamda bir parmak toz..
Küllüğün içinde onlarca izmarit, aklımda yarım kalan bir Neşet türküsü..
Düşlerimde sen..
Aylardan eylül..

Ölmek için hala çok genç olan bu bedene sen fazla geliyosun artık.. Sevmeyecen madem siktir git hayallerimden.. Ağzımı bozdurdun bana gene..
Kendimden sıkılmış, Özlemim ise sana ulaşamayacak kadar yoğun.. Kalanların bile kıskandığı o çekip gidişinden sonra sana yazdıklarım “sana” özel olmaktan çıktı.. Sen ki benim en güzel düşümdün düşlerimden düşüp giden.. Sen ki benim özlenenimdin.. Sen ki ne bileyim işte resmine bakıp saatlerce ağladığımdın.. Sen giderken dostlarımı da götürdün benden alıp.. “Zahidem” din lan benim işte.. Daha nasıl anlatılır onu da bilmiyorum..
Umutsuzluğa düştüm çıkamıyorum.. Kaçışı yok Allah’ın bir sefil yalnızıyım.. Belki başka bir yerde başka bir zaman diliminde birlikteyizdir diye ümit ederdim eskiden olsa ama artık o bile gidiyor yavaş yavaş..
Çok fazla rakı muhabbeti yapıyorsun derdin bana.. Şimdi de başkaları diyor.. Onları senin yerine koyduğumdan değil ama keşke olsan da gene laf etsen içtiğim rakı’ya.. Hem gözden ırak olan gönülde rakı olurmuş derler.. Uzakta olsan bile bardaklarım da yudumladığım sensin her gece..
Ben sensiz ne halt edecem hiç bilmiyorum.. Nolur yardım et.. Sevmesen de gel bari son bir kez göreyim.. Belki o zaman değişir bir şeyler de sevesin gelir..
Başta demiştim ya ;
Masamda bir parmak toz..
Küllüğün içinde onlarca izmarit, aklımda yarım kalan Türkü “sen”sin şu anda anlarsan artık..
Düşlerimde sen..
Aylardan eylül..

Velhasıl bugünde yalnızım elhamdülillah..


Not: 32 Days Left #Bitch..

11 Ocak 2014 Cumartesi

Bana aşık olsana biraz..

İnsan oğlu kuş misali aga.. Bugün ak dediğine yarın göt diyebiliyor.. Vazgeçme içgüdüsüyle sevmediklerini bırak, sevdiklerinden bile vazgeçiyor.. Her an her şeyden sıkılabiliyor.. Gerçekten diyorum bak.. Mesela seni ele alalım.. Sıkılmıştın sen ben.. Bahaneydi Eylül ayı.. Baktığın zaman insan olduğunu kanıtlasa da bu durum, beni paramparça edişinin insanlığa sığmadığı konusunda baya bi hemfikir olduğum insan var.. Amma uzun cümle oldu ya.. Yazarken sıkıldım lan, insanlar okurken nasıl sıkılmasın..
Ben sana o kadar güzel söz söyleyebilecekken sen bu potansiyel güzel sözleri yok saydın.. Al bak şuna bi.. “Ben ilkokul öğrencisi sen pahalı bir tükenmez kalem.. İstesem de silemem ki ben seni..” Bence gayet hoş yani.. Kabul belki yakışıklılık ya da yetenek abidesi değildim ama Cemal abi diyor ya “Keşke sırf güzel sözlerim için sevseydin beni..” Sen de dünya güzeli değilsin be.. Bana göre çok güzelsin de ne bileyim hayallerimdeki sen değildin yani.. Hem burada yanımda olsan şu an hayallerim de olmazdın değil mi? Kafam çok karışık.. Canım da sıkılıyor.. Fadime’nin düğünü kafamda yapılıyo şu anda daha nasıl anlatayım durumumu..
Beni unutmak için bir şey yaptın mı acaba? Çok merak ediyorum gerçekten.. Sevmedin ama bi ortak geçmiş söz konusu sonuçta.. Boş yere çöpe atmış olamazsın değil mi hepsini.. Ama adam diyor ya insan unutmak için sevmez ki unutmamak için sever diye aynen öyle işte.. İnsan unutmamak için sever.. Bazen böyle düşününce unutamamış olmanın ihtimali bile bana bir umut veriyo biliyo musun? Artık nasıl yer ettiysen içimde en ufak ihtimal bile olacak gibime geliyor.. Ümitsizliğe karşı son çırpınışlar bu olsa gerek..
Limandan son gemi de demir alır yakında.. Sen misali her güzel hayalim de ona binip giderler benden uzağa.. Adının zikredilişini her duyuşumda kördüğümler içinde kayboluyorum iyice.. Keşke dediğim çok an var çoook.. Keşke görmeyeydim seni.. Görmemezlikten geleydim ya da.. Keşke sevmeyeydim seni de bu dertlere düşmeseydim.. Her şeyden geçsem de gözlerinden geçemedikten sonra ne önemi var ki bunların hepsinin..
Dünü dün de bırakmak diye bir laf vardır ya hani.. Ben dünü “sen” de bıraktım.. Sen de çok gerilerde kaldın unutulmaya yüz tutmuş diğer anılar gibi..

Anılarda kaybolmadan önce şunu da duy istiyorum.. Çok yakışırdık ikimiz birbirimize gibime geliyor ama dur bakalım.. Vardır bunda da bir iş.. Hem Aşık olmak sana çok yakışıyor.. Bana aşık olsana biraz..


Not: 33 Days Left #Bitch..
Not 2: Harbiden oku oku sıkılmadınız mı la hiç? Bunu bi düşünün bence..

10 Ocak 2014 Cuma

Yarim aklıma geldikçe yüreğim karışacaktı benim..

...
+ Demek öyle be abi.. Çok sevdim diyorsun yani..
-   Çok sevmek benim sevgimin yanında az kalırdı lan o derece..

+ Kafamı karıştırdın be abi iyice.. Ne yaptın da bu kadar “çok sevdin peki abi” ?

-   Tertemiz hayaller kurdum oğlum ona.. Bir insan evladına verilebilecek en güzel hediye bence.. Sonra onu her haliyle sevdim.. Yeri geldi sinirlendi yeri geldi gülmekten gözleri yaşardı, aklına türlü sorunlar takıldı, bunalıp yalnız kalmak istedi bazen de ve ben onu bütün bu anlarda sevdim lan.. Ne güzel umutlar besliyordum ona karşı..

+ Ne mesela?

-   Midye tava yerken içeceğdik sahile karşı.. Yağmur içtiğimiz rakının rengini değiştirecekti.. Yağmur yağmazsa da sek içerdik ne güzel.. Islanıp sokaklarda birbirimize sarılarak gülüşerek yürüyecektik saatlerce.. Hasta olunca çorba yapacaktım ona.. Bir duble daha koysana..

+ Tamam abi.. Eee başka?

-   El ele tutuşup bir kitapçıya girecektik.. En eskisinden iki kitap alıp birbirimize okuyacaktık.. Bahar ayı gelince yemyeşil çimenlerde yürüyecektik.. O bana bakmaya doyamayacaktı ben ona bakmaya kıyamayacaktım..

+ Vay be abi.. Al abi bardağını..

-   Eyvallah la! Dahası da var.. Ona kendi ellerimle yemek pişirecektim.. Tatlı şakalar yapınca arada kırılıp ay parçası dudağını büzecekti.. Ben onu mutlu edeyim diye kapısının önüne güller karanfiller aklına her ne tarz çiçek gelirse ondan yığacaktım.. Ne bileyim Adanademir’in maçına gidecektik beraber.. “Şimşek” çakınca birbirimize sarılacaktık.. Neşet dinlerken ışıkları söndürüp birbirimize sarılıp uyuyacaktık.. Saatlerce susacaktım ben gözlerine bakarken ki ahenk bozulmasın diye..

+ Harbi çok sevmişsin abim be.. Vuralım kadehleri o zaman gel bir daha..

-   Çay bahçelerine gidip oturacaktık gün batımında.. “Senin sesin güzeldir iki çay söylesene” diyeceğdim ben ona.. Toprağa beraber fidan dikecektik.. Dünyaya armağan hesabı.. Saçlarını tararcasına o bir şeylerle meşgulken parmaklarımla oynayacaktım onun sırma saçlarıyla.. Sırf o istiyor diye pamuk şeker yiyecektik sahil boyunca.. Balık tutmaya da giderdik hem.. Attığımız karavana olsa ne yazar o eğlendikten sonra..
Ona şiirler şarkılar hediye edecektim radyolardan.. Gecenin ayazında bu üşüyücekti yürürken ama belli etmese de ben anlayıp ceketimi verecektim ona.. Onsuz uyandığım sabahlara küfretmeyecektim mesela şimdi ki gibi.. Ben onu o beni en iyi anlayan olacaktı.. Çocuklar gibi balon alıp havaya salacaktık ne güzel.. Gönlü olsun diye park da salıngaç mıydı neydi o şey onda sallayacaktım onu.. Onun gül yüzü güldükçe ben de ona bakıp gülecektim.. Yarim aklıma geldikçe yüreğim karışacaktı benim..

+ Ah be.. Dağıttın akşam akşam abi beni.. Sebebini düşündün mü abi? Yani demem o ki neden olmadı sence?

-   Fazla sevdim herhalde ne bileyim lan.. Bulamayınca benim gibi seveni anlar elbet de geç kalınmış sevdalara bir yenisi daha eklenir nolacak.. Sözün özü şu ki ; Hayallerimi gerçekleştirecektim onunla birlikte senin anlayacağın..

...

Not: 34 Days Left #Bitch..
Not 2: Biraz hastaydım ondan yazamadım.. Bu gece uyuya kalmazsam bir tane yayınlayacam.. Kusura bakmayın öperler alayınızı..

8 Ocak 2014 Çarşamba

Ulan Çok Başka Sevdim Seni Be..

“Ben seni umutla sevdim yarim unutma seviyorum
Hem de çok seviyorum...

en deli çağımda hoyrat zamanlarımda sevmiştim seni
serseri bir yürekle
kayıp giden yılların ardından mülteci bir arzu ile
şarjörden savrulan
başı boş bir kovan misali vurulmuştum sana
ben senin beni sevebilme ihtimali sevdim diyen şair gibi sevmiştim seni
uç noktalarında sevmiştim hayatımın
parmaklarımın arasından kayıp giden hayatımın

dans edip kelimelerle şiir yazarken sevmiştim seni
oynaşırken parmaklarım gitar telleri arasında benimsemiştim yüreğini
sözlerimi kifayetsiz bırakan gözlerini
güneşi kıskandıran gülüşünü ay’ ı ve erosu hasetinden çatlatan tenini
ben en çok seni sevmiştim yarim seni

çok başka sevmiştim lan seni çok farklı
anam gibi sevmiştim babam gibi sevmiştim
kardeşim kadar güvenmiş YARİM gibi sevmiştim lan,

gittin..... gittin...... öksüz yetim bıraktın lan beni yetim bıraktın....”



Not:36 Days Left #Bitch..
Not 2: Dostlar bir kaç gündür yoktum gene yollardaydım da..Neyse özleyen varsa tavsiyedir çayla iyi gider..
Not 3:En son yazıda bahsettiğim dizi alıntısı bu..Ben çok beğendiydim zamanında siz de beğenirsiniz herhalde..Ya beğenmezseniz beğenmeyin yapacak bişey yok..

5 Ocak 2014 Pazar

Kaçmak lazım.. Uyku kaçmadan..

Gözden ırak olan gönüle uğramaz bile,
Körkütük seversin birini
Aklınla fikrin birbirine girer
Senin her şeyin o olur da
O seni iplemez bile..

Kuytu köşelere sığınırsın
Seni bulamazlar ümidiyle,
Bu sefer yarım bırakmak yerine
Tamamlarlar seni,
Birliktelikler olur onunla
Gülecek onca şey varken ağlamaya gerek yok
Diye..
Ama olmaz.. Yalnız kalamazsın..
Çünkü hatıralar bırakmaz peşini..

Birkaç kişinin gönlü olsun
Ben yapamadım bari onlar içten yapsın
Düşüncesiyle gülümseyenlere benzemek gerek arada,
Anlamsız yere sırıtıp sırf seni anlasınlar
Anlamazlarsa da merak etsinler
Niye sırıttığını
Belki akıllarına gelir görmeseler de
O güzel gözlerin
Onlar da sever seni öylece..

Bak uzaklardan bir ses geliyor..
Bana seslenircesine..
“Ne ağlarsın benim zülfü siyahım...”
Ben yavaştan kaçayım..

Uykum kaçmadan..

Not: 39 Days Left #Bitch..
Not 2: Ayın yedisine kadar araziyim bilginize.. Belki bir güzellik yapıp bu gece bir yazı daha paylaşırım eski bir diziden alıntı yaparak..
Not 3: Az kaldı az geliyorum.. Şu kürkçü dükkanına bi döneyim de sonrası sabır..

4 Ocak 2014 Cumartesi

Kim Bilir Hangi Cehennemdesin..

İnzivaya çekilmeye karar verdim dostlar.. Fiziki olarak anlamda değil ama ruhsal olarak çok yoruldum.. Artık vakit elimizdeki son oyuncakları da satıp düşüncelere dalma vaktidir.. Satın alınacak çok şey de kalmadı.. Taso dönemiyle keyif için satın alma devrini bitirdim artık.. Zaruri şeyler hariç alışverişi bırakıp temelli her şeyden elimi eteğimi çekecem.. Bir sen hariç.. Hadi sevmeyi bırak bırakabilirsen..
Günüm güneşim benim.. Güneşin doğduğu saatlerde ilk ışıkların beyazlığı vururken yüzüne ay ışığı da benim uykusuz gözlerime vuruyo.. Aklıma sen geldikçe yazıyor, yazdıkça hüzünleniyor, hüzünlendikçe aklıma seni getiriyom.. Vuslatım da hasretim de sensin.. Gel çık işin içinden çıkabilirsen..
Paradoks gibi oldu hayatım iyice.. Tek düzeliğe inat olan ben senin yüzünden iyice tek başınalığın yolculuğunda Kays oldum Leyla arıyorum.. Düşünceler kafamda bildiğin iplik misali dolandı hepsi birbirine girdi iyice.. Çöz çözebilirsen..
Bırak günleri saatleri, mevsimleri bile takip etmeyi bıraktım iyice.. Hangi mevsimdeyiz biz şu ara?.. Beni bırakıp gittiğin zaman diliminde mi.. Ona benzettim ben bu havaları.. Yağmurlar var camda.. Ben de gözyaşı.. Masamda çay.. Aklımda yalnızlığım.. Sen kim bilir hangi cehennemde.. Bul bulabilirsen..
Çok özlediğim şey var yapmak istediklerim gibi.. Ama bunları yapmama yardımcı olacak çok az “dostum” var.. Özlediklerim içinde tek mal varlığım olan tasolarım var, Neşet baba var, biten dublelerin dibinde kalanın rengini değiştiren soğuk su bile var, hatta senden önceki “beni” bile özledim.. Vuslatı dindir dindirebilirsen..
Neyse benim uykum var.. Rüyamda çocukluğuma döndüm kuş vuruyodum dün gece.. Belki ona devam ederim.. Yavaştan uzayayım..
Bu daha böyle uzar gider ama durmam gerek bir yerde.. Hadi beni durdur durdurabilirsen..

Not: 40 Days Left #Bitch..
Not 2: Oğlum hala sormadınız #Bitch in anlamını sorsanıza lan.. Anlatasım var işte anlayın azcık..
Not 3: La o kadar yazıyorum o kadar da okuyonuz da, hiç mi sıkılmıyonuz lan? Valla merak ettim.. Ben olsam içim kararırdı her gün her gün.. Neyse hadi öperler alayınızı..

3 Ocak 2014 Cuma

Birazdan mutlu olacağız..

Birazdan mutlu olacağız.. Hele bi şu gün ağarsında.. Rengine feda olunası güzeller güzeli gözlerin de açıldı mı eksiksiz mutluluk sarar her yanımızı.. Kuşlar güzel sesine konup seni dinler belki.. Kafesde yaşamayı unutmuşçasına seninle özgürlüğe doğru kanat çırparlar onlar..
İstemsizce nerde bir gülümseme görsem sen gelirsin aklıma da benim.. Beraber gülüşmelerimiz gelir gözümün önüne, hüzünlenirim.. Yemyeşil yosunlu bir kayanın dibinde seni bekler dururum gelene kadar.. Bir martı kanadı misali gelir alırsın belki o kayadan da gideriz uzaklara beraber.. Güneş batışını izleriz.. O battıkça biz de doldururuz birer kadeh daha sessizce devam ederiz.. Usul usul “bardaktaki” rengini değiştirsin diye yağmur yağmasını bekleriz.. Bir vapur bacasında tüteriz izmarit misali.. Ufukta geleni olmayıp da bekletilen beklenenlere selam çakarız.. Hatta al ben eski bir dosta selam çakayım da gör nasıl yapılır.. Birafm e selam olsun.. Eyvole herşey için..
Neyse konuyu fazla dağıtmayayım.. Ne diyorduk.. Ha sen.. Senle nasıl buluşacağız muhabbeti ediyorduk.. Ben buluşmasak da sevmeye devam ederim seni.. Ben bir tek seni severim diyorum da aslında o iş öyle değil.. O açıdan sadece seni sevdim eyvallah ama başka sevdiklerim de var.. Edipler var, Cemaller var, Neşetler, Ahmetler, Muhsinler var.. Sezenler, Müzeyyenler, Selmalar, Zekiler var.. Var oğlu var anasını satayım.. Bu  sevdiklerimle senin farkın sana körü körüne bağlandım kaldım.. Ama onlara değil.. Mesela Edip Canseveri çok sevsem de bir noktada katılmıyorum ona.. Bence yalnızlık sevmeyi bilmeyenlerin değil sevilmesini bilmeyenlerin icadı.. Ama sana katılmamazlık da edemiyorum.. Her dediğin kelam sanki kural gibi geliyor kulağıma.. Uymak zorundaymışımcasına..
Aaaah ah.. Az biraz susmayı becerebilseydi şu gönlüm her şey daha farklı olabilirdi de.. Olmadı işte.. Olacağı yok demek ki napayım.. Suskunluk soluk gibidir derler.. Farkında olmaz çoğu zaman insan yaptığının.. Ama içten içe pek çok derdine, onu üzenlere ve belki de en acısı “dost sahteliklerine” susar.. Kalender olmak gerek bu susmalara dayanmak için.. Kalenderlik abidesi Neşet babanın dediği gibi  “Evvelim sen oldun ahirim sensin”.. Dur ya kafam karıştı nerden geldi konu ona.. Ha, arka planda türkü çalıyomuş pardon..
Neyse ya sıkıldım artık.. Ben çay koyacam isteyen var mı? Tekrar görüşeceğimiz vakit gelene kadar mutsuz kal da pişman ol emi beni sevmediğine.. Ben mi ne yapacam o ana kadar?
Dedim ya birazdan mutlu olacağız.. Birazdan..


Not: 41 Days Left #Bitch..
Not 2: Bir iki gün önce "üstadlık" mevkisi yazıldı haneme.. Aman efendim estağfurullah kalemden gönüle akanlar tükenmedikçe devam bu işe ama şımartmayın beni nolur :)
Not 3: O kadar yazıyorum da bir Allah'ın kulu da sormadı #bitch ne diye.. ( Kelime anlamını değil manasını)..

Oğlum manyak mısınız lan niye seviyonuz birini.. Mal mısınız ya.. Çok sinirlendim yine..

2 Ocak 2014 Perşembe

Sen beni bırak Allasen...

Hep mi masmavi oluyo bu deniz
Gökyüzüne özenircesine..
Ormanların yeşilliği de mi gözlerinden alınma
Çimen rengi bakışların
Sanki ağaçların adaşı ya da ne bileyim
Renkdaşı gibi..
Sen her zaman böyle güzel misin peki..
Benim gözlerimdeki gibi
Kendini benim gözlerimden bir görsen
Kendine bu kadar güzel gelir misin ki?
Geceler hep bu kadar sessiz mi bırakır adamı
Karanlık da sokak lambaları da aynı..
Onlarda zifiri karanlığa inat
Aydınlatırlar ortalığı..
Sevenlere ne demeli
Onlar da hep böyle sevilmemeye mahkum mu oluyo..
Sevdiğinin gözlerinde esir misali..
Kaybedişlerin sadeliğinde
Kırılıyo mu onlar
En çok onlar..
Ya bu yağmurları nasıl yapalım
Sevenlerin hüzünlü olmasını mı bekliyo nedir?
Ne zaman seni özlediğim aklıma gelse
Ya da ne zaman
Yalnızlığıma sığınsam
Başlıyo tepemin üstüne yağmaya..
Belki bir gün seni bana getirirler diye
İnadına almıyorum şemsiyemi
Yağsın üstüme anasını satayım..
Bir tek ağzımdaki tütünü ıslatması kötü oluyo
Ama senin için ona da katlanıyom napayım..
Daha sana benzetecek çok şeyim var aslında da
Peki ya beni nası yapalım?
Ya da neyse sen beni bırak Allasen

Ben kendimi severim..
Not: 42 Days Left #Bitch..