Bu Blogda Ara

12 Şubat 2014 Çarşamba

Vakit Tamam Ey Saki..

Artık gitme vakti geldi..Nam-ı diğer ayrılık.. Ayrılık diyorum sen iyi bilirsin..

Geriye bakıyorum ne çok şey yaşayamamışız seninle.. Sana çiçekler almamışım, birbirimize doyasıya bakmamışız.. Tatlı tatlı tartışıp küsüp barışmamışız mesela.. Ufuktaki gemilere beraber el ele tutuşup selam göndermemişiz.. Bir dostum var Wroclaw’da tanıştığım.. O hep der bana “O gemi bir gün gelecek” diye.. Çok geç kaldık be dost çok.. O gemi çoktan gitti..

Hüzünlüyüm, özlemliyim, canım sıkılıyor Allah canımı alsın.. Zamansız kaybedişler yüzünden hep acı çektim senelerdir.. Geride kalan hep ben olurdum.. Giden değil “gelmeyeni”, gelmeyeceklerini bile bile “bekleyen” olurdum her daim.. Ancak vakit tamam , vakit tamam ey saki..

Hatırımda nice güzel dostlukla nice güzel anılarla gene kalacam yalnız başıma.. Bu gidiş seni getirmeyecek olsa dahi gidecem.. “Yolun gurbet olduysa kalma, git” derdi bir abim.. O hesap yolumuz gurbet, yolumuz hasret, yolumuz vuslat-ı hasret.. Durma zamanını ben sen veda etmediğinde bıraktım zaten..

Bir sürü dostumla yalnızlığımı paylaştığım bu platformda bir sana açılamadım be.. Hep dertlerimi dinlediler.. Hiç unutmam bir gün gene yalnızım.. Başladım yazmaya “Üzerini iyi ört sevdiğim narindir tenin..” ile.. Sonrasında kendimi tutamadım mı nedir bir gazla başladım yazmaya.. Zamanla “Dost”lar edindim her köşeden.. Sen mi? Sen yine gelmedin.. Ufuktaki geminin gelmeyeceğini bile bile el sallamak gibiydi bu.. Sensizlik başıma vurdukça bende döküyordum içimi buraya işte.. Sana dökemedim ne yapayım.. Sayfaları senin yerine koyduysam demek ki.. Demiştim ya bir sefer de sana; “Güzel gözlerinin altını çizdim” mesela burada..  O hesap işte..

Çok sinirlendiğim zaman gelmedi mi sanki.. Ama elde değil ki kıyamıyorum sana.. Bir seferde de sana “Sevmezsen sevme lan” demiştim.. Dayanamadım anında elim gitti kağıda tekrar.. “Ya da sev ya..” diye..

Senin bilmediğin kaç geceler boyu ağladım mesela.. “Gözyaşlarım döndü denize söyleyemedim..” Bak yine aklıma geldin.. Biz seninle beraber bir Ahmet Kaya şarkısında ağlayamadık ya yazıklar olsun ikimize.. Baktığın zaman hiç ikimiz diye bir şey olmadı ya.. Olmayanı sevmek gibiydi seni sevmek.. Suya yazı yazmak gibiydi ya da ne bileyim.. Sen aklıma gelmediğin zamanlarda da ben özleyerek seni dindirdim aramızdaki hasreti.. Ama hep derim kendime .. Seni özlemekten kendimi hissedemiyorum bazen..

Zamanla sen gidince kendime gelirim dedim bir ara.. O da olmadı.. Sen varken biz kısmen de olsa, benim gözlerimde ikiydik.. Sen gidince yarım kaldım ben.. Elbet hesabını verirsin bana bu saatte yazdırdıklarından dolayı da ben gene kıyamam ki sana.. Acılar çektim sayende.. İnsanın gözünden ırak olan gönlünde rakı oluyor derler benim büyüklerim.. Harbiden öyle.. Damarlarımda senden arta kalan az bi yere de onu koydum Müzeyyen ablamın, Neşet abimin, Ahmet abimin, Sezen ablamın sesiyle..
Şimdi sen yoksun ya.. Benden yarım kalan Şiirlerimi Sen ya da geride kalan dostlarım tamamlar artık.. Yağmurlar bile geldi gelmedin ya artık gelme istemem.. Yokluğunun tadı bir başka çıkıyor sensiz.. Yazdan kalmış üzüm olan ben, O üzümü şarap yapmak yerine ezip toprağa gömen sen.. Ama belli mi olur yağmurlar olurda sensiz de gelirse topraktan büyür filizlenir sen olurum tekrar.. Belki o vakit seversin beni..

Gidiyorum sanma öteki tarafa.. Üzülmene bile üzülürüm ben senin.. Şöyle düşün mesela: “Mehmet en fazla başka bir evrende rakı içiyodur..” Belki varsa vicdanın rahatlar öylece.. Masmavi hayallerimi düşün benim simsiyah sonuçlara inat.. Beni ardımdan birilerine soracaksan aşağıdaki dostlarıma sor.. Bana sormadın madem ki.. Bana sorduğunda anlatsaydım hissedecek miydin sanki? Boşversene be..

Kaçışımız yok.. Allah’ın bir sefil yalnızıyım ben.. Unutamadığım onca şeyin vebali senin boynuna artık.. Hele o lafın varya.. “Mutlu olacağız” diye.. Mutlu olduğunuzu duyduğumdan beri içimi yiyor resmen.. Yedi düvel duysa da umurumda değil artık ama yedi düveli geçtim seni duymuyon la bir türlü.. Parlak istakbalimin şerefine bir kadeh daha içtim her duymayışında.. Leyla sayıp seni Mecnun misali kendi çölümde seni aradım.. Bazen Müjgan oldun gözlerinin rengini hatırladım.. Hala ümitlerim bitmedi ama biliyo musun? Nerden bilecen anasını satayım.. Birazdan mutlu olacağız gibime geliyor.. Birazdan..  Tek başına kalmak sıkıntı değil de şu Benim gibi çile çeken dostlarımın, Platonik aşklarının onurlu mücadelesine yazık oluyor..

Neyse geçende de dediydim sana.. Lafı uzatmayayım.. Geçmez sandığın ne varsa geçiyor.. İçin geçiyor önce..  Sonra anılar gözlerinin önünden geçiyor.. Geçmez sandığın kabuk tutan yaraların da geçiyor..
Ben de gidiyorum artık.. Saat ikiyi beş geçiyor..

Eyvallah..

Not: Akşama Bitiyor.. 24 Hours Left #Bitch..
Not 2: Eyvallah Gözde, Merve, Şakir, Batu, Kübra, Bilal, Derya, Elif ve daha nice aklıma gelmeyen dostlarım.. Eyvole..

...THE END...

10 Şubat 2014 Pazartesi

İyi ki varım lan yoksa çok yalnız kalacaktım..

Oğlum ölüyorum gibi lan “o” sevmeyince.. Böyle ayaklarıma taş bağlamışlarda boğuluyorum, git gide daha derine, ta en derine kadar batana kadar gidiyo gibiyim anlıyor musunuz? Ya sikeyim şuurunuzu nerden anlayacaksınız.. Hatta diyor ya adam aynı öyleyim işte.. Canıma kıyayım dedim bir sefer, intihar mektubunu yazarken uyuyakaldım..

Abi iyi değilim ben harbiden.. Hiçbir derde benzemiyor bu olay.. Bir “dostum” vardı eskiden.. Çok eskidendi tabi.. Derde düşünce “Rakı iç geçer” derdi.. Geçmiyor anasını satayım.. Acı çekiyorum lan acı.. Ahmet abinin şarkısı var ya acı çekmek özgürlükse diye.. Acı çekmek özgürlükse özgürlüğün amına koydum resmen.. Öyle bir sevdim ki lan mutlu oluruz gibi geldi lan bana.. Ulan bir kere kötülük düşünmedim. Anlamayın lan anlamayın.. Ben bana yeterim.. İyi ki varım lan.. Ben de olmasam çok yalnız kalacaktım..

Unutmaya başladım ama sonunda bazı şeyleri.. Hatırlamıyorum artık onu bende.. Gözleri ne renkti hatırlamıyorum artık benim “Müjganımın”.. Öyle manalı ya da ne bileyim derin derin bakmayı, güzel sözler söylemeyi, yazılar yazmayı falan beceremem ben.. Ama ona öyle bir baktım ki yalvarır gözlerle.. Ben onun gözlerindeki Karadeniz de kaybolmak istiyordum.. Bana düşen gözlerinde değil yokluğunda kaybolmakmış demek ki..  Ya kal ya da gitme diyemedim ya la.. Tamam kabul ben onu değil o beni kaybetti eyvallah.. Mesela benim gibi böyle çok seven birini bulamayacak.. Yerimi doldurmaya çalışacak ama hiç olmayacak.. Ama ben, onu sevdiğim gibi bir başkasını sevemeyecem.. O ise, bir daha kimse tarafından benim onu sevdiğim kadar çok sevilmeyecek.. Şimdi o düşünsün anasını satayım..

En nihayetinde ben de insanım mübarek.. Umutsuzluğa düştüğüm zaman elbet oluyo tıpkı ümitlerim gibi.. İşte o anlarda ya severse diyorum ya.. Yalnızlığımdam utanıyorum yeminle.. Ne güzel olurdu lan bi düşünsenize.. Anısı biz olurduk bütün sokakların.. Ve hiç durmadan yağmur yağardı biz el ele koştururken.. Gök gürültüsüne inat sessizce bakışıp, sözcükler olmadan anlaşırdık.. Nereye gidersek beraber giderdik.. “Yeni sevinçler buluruz hüzünlerimize benzeyen”.. İşte bu hayaller bile yalnızlığıma ayıp oluyo düşüncesini getiriyo aklıma.. Neyse “Happiness’ın” amına koyim ben..


Şimdi gidiyorum buralardan birkaç güne kadar.. Ayrılıklara sayende alıştım ona üzülmüyorum da sürekli dediğim olay var ya vuslat hasrete erecek sonunda.. Sevdana sustum bunca zamandır.. Ama artık vakit tamam olmaya çok yakın.. Geliriz elbet geri buralara senden kaçmak için.. Olmazsa baharda yine geliriz.. O zaman duyarsın uzaklardan benim sesimi.. “Duydum ki unutmuşsun gözlerimin rengini...”

Not: 3 Days Left #Bitch..
Not 2: Sevenler hiç ayrılmasın lan çok tatlı oluyolar..

9 Şubat 2014 Pazar

Gönlüme aşk düştü be “dost”..

Gönlüme aşk düştü be “dost”.. Hatırımda durur hala o senin güzel sohbetinin tadı.. Ama “o” senin sohbetinden bile tatlı be “dost”.. Beni anlayan kalmadı kalmamasına da belki o anlar mı diye düşünüp durmaktan beynimi ondan başka bir şeye odaklayamaz oldum.. Eğer özlem kelimesinin sınırının tabiri olaydı herhalde bende gökyüzünün tavanı kadar olurdu.. Ama anlamıyorsun, anlamıyorlar, anlamayacaklar be “dost”.. Sanki bir daha mutlu olamayacakmışım gibi hissediyorum.. Tamam kabul, mutlu sonlara bende inanmadım.. Ne bileyim oralete inandım.. Çaya inandım sonra rakıya, Cemal abiye, Neşet babaya inandım ama böyle olmayaydı iyiydi.. Bazen her şey sana da onu hatırlatıyor değil mi “dost”? Boş ver bana da oluyor.. Geçmiyor.. Sigara var içer misin? Belki daha güzel şiirler/yazılar yazabilirdim ona.. Ama gerek yok.. Çok seviyorum ulan daha ne diyim anasını satayım.. Umurunda bile değilim onun tüm olay bu yani.. Sigara diyordum içer misin?

Ben ki onu gördüğüm gün diye Salı günlerini bir ayrı seviyorum ya.. Bir kere elini tuttum diye ayaküstü kalp krizi geçirdim be.. Her ne kadar vedalaşırken de olsa tuttum elini bir kere.. Eyvole dedim tüm acılarım için.. Sen hiç sevildin mi “dost”? Ben hiç sevilmedim de çok bekledim.. Beklemenin kıymetini bekleten anlamaz tabi.. Vedalaştıktan sonrası çok zor geçti.. Geçmez dediğimiz ne varsa geçmiyor mu zaten? Bak saat bile ikiyi beş geçiyor şu anda.. En kötüsü ne biliyo musun “dost” ? Bir daha hiç kokusunu duymadım ben onun..


Bir kere onun gönlüne girebilsem, bir kere onu gördüğüm gibi beni görse var ya yalnızlık nedir bilmez bu kalbim.. Hiçbir şey yapmadığım zaman hep onu özlerim ben.. Bu hasret vuslata ermese bile bana kafi.. İçimden onu atmaya çalıştıkça, yani senin anlayacağın eksildikçe, kendim artıyorum içimde senden kalan yerlerde.. Uyumayı seviyorum artık onun yerine be “dost”.. Neden mi? Rüyalarda yanımda daha ne olsun..
Not: 4 Days Left #Bitch..
Not 2: Neydi lan üçüncüsü?

7 Şubat 2014 Cuma

Ya gün olurda severse?

Sensizlik içime öyle sinmiş ki
Damarlarımda kan yerine sen dolaşır oldun
Senin yüzünden içtiğim
Rakıdan arta kalan yerlerde..
Boyuna seni düşünüyorum
Dur durak bilmeden
Şimdi diyorum kim bilir
Kiminle nerelerde
Kime bakıyor o ceylan gözleri
Benim gördüğüm gibi gören var mı
O güzelim gözleri..

Anlamsız yere aklıma düşünce gözlerin
Durup uzun uzun dalıyorum hala ,
Suları çekilmiş deniz gibiyim
Gönlüm oldu sana koca bir derya
Her dalga vurduğunda kıyılarıma
Aklıma gelen senden kalan o son yara..
O son Hatıra..

Bir daha gelemem belki o sokaklara tekrar
Günün birinde
Eski bir kitap misali
Altı çizili bir cümle görürsen
“Adına şiir yazılmış kadınlara selam olsun” diye
Gelirim belki aklına sokaklarına olmasa da..
Eski sahaf raflarında beklesem de
Benim ,

Hep aynı düşünce aklımda

Ya gün olur da severse?

Not: 6 Days Left #Bitch..
Not 2: İki hafta sonra senin şerefine kalkacak o kadeh "Dost".. Az kaldı az..

6 Şubat 2014 Perşembe

Âşkıma Mâşuk Olacak Olana..


"Sevgisine nazar değdi, Âşık bir gün: 

-Küstüm, dedi. 

Bunu öğrenince Mâşuk, bir hikâye anlattı: 

-Tavşan dağa küsmüş de, dağın haberi olmamış. O vakit Tavşan, olanca sesiyle bağırarak, niçin küstüğünü dağa duyurmuş. Dağ: 

-Ah tavşan ah! Sen nelerle uğraşıyorsun, ben nelerle, demiş. Şu küstüğün, çakıl taşı kadar küçük mesele. Keşke yamacımdaki o çakıllara takılacağına, doruğumdaki şu manzaranın tadını alaydın. Alçaklarda bunalmak yerine, yükseklerde ferahlayaydın. Gerçi, çıkıldıkça şartları ağırlaşan bir havam, doruklarına herkesin varamadığı zorlu bir yapım var. Bu sebeple, nice dağcı günlerini verdi ya, tırmanıp menzîle eren henüz olmadı; fakat bu, bendeki umûdu soldurmadı. İnançla bekliyorum. Çünkü her şeye rağmen, canını dişine takarak tüm zorlukları aşkla aşacak ve burcuma bayrak dikmeyi başaracak olan yiğidin varlığını seziyorum. 

-Ya ben!? Demiş Tavşan… Ya ben ne olacağım? 

-Sorunun cevâbı sende, demiş Dağ. Sen, ya azmedip o yiğit olacaksın, ya da çakıllarla oyalanan, yüzü asık, küçük bir tavşancık olarak kalacaksın. Cevap sende. Ben sâdece seyrediyorum. 

&

Ertesi gün bozulan yemin, dilin ucuyla edilmiştir. Halbuki îman, değişen şartlar sebebiyle sarsılmayacak kadar kavî olması gerekendir. 

-Ey Âşık unutma, dedi Mâşuk. Çöpe düşmekle ve hırsız elinde kirlenmekle, altının değeri eksilmez; fakat sen zora tâlip olmaz, kirliymiş deyip bırakır, elinden tutmazsan, elbet o altını tutacak daha hayırlı, vefâlı ve ehil bir gönül, vakti gelince yaklaşıp şöyle der: 

-Ey benim kıymetli nasîbim! Ey benim alın yazım! Senin gibi bir güzeli, şu çöplükte benim için saklayana şükürler olsun! Gel seni en nâdîde gül sularıyla yıkayayım. Gel, gel de yaralarını, şefkatimle sarayım. 

&

-Ne kadar güzelsin, dedi Âşık. 

-Davulun sesi uzaktan, deryânın dalgası kıyıdan hoş gelir, dedi Mâşuk. Devâsâ dalgalarla muhatap bir kayalık olmak, o kayalığın üzerinde durup manzarayı temâşâ eden biri olmakla aynı şey değildir. Sözünü tutamayan bir âcize dönmek istemiyorsan, istîdâdını iyi keşfet de, taşıyamayacağın yüke tâlip olma. Lâkin sen, kendini küçümseyip, mes'ûliyyetten kaçan biri de olma ki, o cânım ömrü, hiçbir işe yaramamış “etkisiz bir eleman” gibi geçirerek zâyi etmek, büyük vebâldir. 

&

Bu hikmetli sözleri duydukça coştu da haykırdı Âşık: 

-Sana fedâyım!

Bunun üzerine, şöyle bir bakıp, konuştu Mâşuk:

-Şüphesiz bu, müthiş bir iddiâdır, dedi. Her hâl ile ispat ister. İspat tek başına kalamaz, illâ ki istikrâr ister. Aşk, sonu olmayan bir yoldur. Gitmekle bitmez. Bâzı insanlar “öyle aşklar târihte kaldı” diyorlar. Sanırım onlar, târihin tekerrürden ibâret olduğunu unutuyor ve yeni bir târih yazdıklarını farketmiyorlar. Dileyelim de bizim, ecdâdımızda nice misâlini hayranlıkla seyrettiğimiz gibi, gelecek nesiller de aşkı bizde seyretsin."





Not: 7 Days Left #Bitch..

Not 2: Son bir hafta.. Az kaldı az.. Masayı yavaştan hazırlayın kadim dostlar ben geliyorum yakında..

3 Şubat 2014 Pazartesi

Buzdolabında yazdan kalmış üzüm kadar yalnızım..

Ferhat ile Şirin, Leyla ile Mecnun, Aşık ile Maşuk, Aslı ile Kerem, Ben ile ???


Ben ile kim Allah’ım.. Nerde benim müstakbal maşuğum leylam müjganım.. Şu alemde herşeyin yaratılış amacı vardır eyvallah.. Bütün bu saydıklarım birbirlerine yaratılmışlar ama gel gelelim bana kim olduğunu bulamıyom bir türlü.. Ne olacak benim bu yalnızlığım? Hayır platonikliğimi paylaşacak olanı değil bari benimle dertleşecek olanı bileyim diyecem de o da yok.. Her alanda yalnız olmayı başarıyorum yahu.. Büyük meziyet benimkisi de.. Şu kadarını söyleyeyim anlayın halimi: “Buzdolabında yazdan kalmış üzüm kadar yalnızım..”


Bitse de gitsek dediğin misafir ziyaretleri olur ya.. Hayatım aynen öyle işte.. Bitse de gitsem artık.. Ya da sen gitsen ne bileyim.. Yaşadıklarımın hesabının nasıl olsa sen vereceksin ben mi düşünecem o kadarını da.. Aslında, bana bu yaşattıklarına lafım yok da o niye öyle mutlu da ben değilim ya.. Ben de mutlu olsam ya azcık ama o da olsun.. Ne çok şey istiyorum değil mi? Üzerini iyi ört dediydim ona ilk olarak.. Madem o şartlarda o mutlu ben mutsuzum sıkı giyin falan demiyorum, bensiz değilsen geber!! Azcık da sen anla sevdiğinin elini tutamayınca üşümek nasıl oluyormuş..


Bir gün anlarsın zaten neler kaybettiğini de, benim gibi yalnız kalınca o zaman görüşürüz seninle.. Ufukta beliren umut kalmayınca o çok sevdiğin dostların da bırakır kalırsın bir başına.. Bir gün anlarsın çekilen bir nefes izmaritin kıymetini.. Dışardan alıp senin içine seni çeker adeta.. Aynalara bakınca görmeyince kendini, benim seni gördüğüm gibi, anlarsın çaresizliği.. Saçlarının zülüfleri dalgalanmayı bırakır, acı üstüne acı çekersin işte o zaman anlarsın hayallerin kıymetini.. Keşke deyip keşke beni benden çok seveni sevseydim diye ama her yer dar gelecek sana.. Denizlere bıraksan kendini denizler almaz diye düşünürsün.. Bekleyenin kalmayınca anlarsın bekleyenleri ve belki de bekletenleri.. Hayat sana fazla gelir sanki sen onu bırakıp gitsen seni çok umursayacakmış gibi.. Vurduğun her kapı kapanır suratına zamanla.. Etrafında hatırlayacak eski bir dost da kalmayınca, “O zaman bir çiçek büyür kabrinde kendiliğinden, seni sevdiğimi işte o zaman anlarsın..”


Not: 10 Days Left #Bitch..

1 Şubat 2014 Cumartesi

Mutlu olacağız demişti..

Eskisi gibi yazamıyoum artık.. Kalem düşmüyor kağıda işte.. Kalamıyorum sayfalar ortasında bir başıma.. Elim gitmiyor telefona eskisi gibi aramak için.. Yokluğunun tadı bile tatlı gelmiyor.. Varlığın desen zaten yok.. Özlüyorum çoğu şeyi.. Kavgalarımızı.. Rüzgarda dalgalanan saçlarını.. Sahilden gemilere el sallayışımızı.. Çaya çekirdeğe düşüp anlamsız yere gülüşmelerimizi.. Seni soğukta ayazın ortasında beklediğim geceleri.. Ama en çok da seni..

Ben ki sana şiirler yazan adam, sen ki eline kalem almamış bu adama şiirler yazdıran güzellik.. Ah, Adına Şiir Yazılmış Kadınlara Selam Olsun.. Ömründe mutfak önlüğü takmayan bana yemek pişirtmiştin.. Hasta yatağında yatarken çorba yapmıştım sana.. İlk yemeğimi sana pişirdim be kadın.. Sensiz şimdi hiçbir yemeğin de tadı yok ya neyse.. Artık ağlamıyorum gidişine.. Zaten öyle bir gitmiştin ki kalanlar kıskandı be senin gidişini.. Sana da bu yakışırdı zaten güzellik.. Ağlamak yerine yakıyorum bir tane daha tüttürüyorum rüzgara karşı.. Rüzgar dumanla birlikte alıp götürüyor sana olan hasretimi..

Ben hayatı tekdüze, üşengeç bir şekilde yaşayan biriyim hala.. O konu da değiştiremedim kendimi bir türlü.. Plan yapmayı falan da sevmem bilirsin.. Yaptığım tek plan seninle bir filmde izlediğimiz cümleydi o da gerçekleşmedi zaten.. “ Önümüzdeki 40-50 sene için başka bir planın yoksa benimle evlenir misin?” Olacak gibi değildi zaten.. Olmadı da.. Kahrolasıca mesafeler, yollar..Şimdi sana uzağım belki, ama belli mi olur.. Belki bir demli çay kokusuyla gelirim.. Belki yağmur olur yağarım şehrine.. Belki de rüzgarla düşerim önüne.. Sen yeter ki bekle..

Terk edip gitmem dediydin oysa ki.. Gözlerine bakıp inanmamak elde değil ki bu yalanlara.. Ah o gözleri yok mu azizim.. Kömür karası bir bakışları ceylan kaşlarının altından, dese ki ben bu dünyadan değilim inandırırdı insanı.. Hiç unutamam bana ettiği lafları, yalanları.. Bir gün öyle güzel bakıp bir kelam etti ki o güzel gözlerinden dökülürcesine unutmak elde değil ;
-“Mutlu olacağız..” Demişti..
Duydum mutlularmış..


Not: 12 Days Left #Bitch..
Not 2: Hala okuyomusunuz yazıları la siz.. Canlarım ya..