Huzuruna hiç çıkma fırsatım olmaması ve hayattaki en büyük
pişmanlığım kendisini dünya gözüyle görememek olsa da beni Hakkın rahmetine
kavuştuğunda ağlatan nadir adamlardan biridir Neşet Ertaş nam-ı diğer Neşet
baba..
Geç
başladım ben onu dinlemeye..Yalan olmasın şimdi 15 imde falandım galiba..Lisede
bir arkadaşım vardı o söyledi dinle diye..Bende o ara Türk halk müziği ve Türk
sanat müziğine merak saldıydım..Başladım dinlemeye bırakamadım sonra..Ceyhan
gibi Adana ya nispeten küçük bir yerde yaşıyor olmama rağmen gittim albümlerini
buldum..Gel zaman git zaman böyle böyle alıştım babayı dinlemeye..Aşk acısı
çektiğimde de yalnız kaldığımda da mutlu olduğumda da dinleyebiliyodum
onu..Onun sesini duyduğum yerde hala önümü ilikler saygıyla oturup dinlerim..
Aradan
bir buçuk sene falan geçti ablam üniversiteden mezun olacak o sene işte..Ahi
Evran Üniversitesinden mezun oldu yani Kırşehir'den yani Neşet Babamın
memleketinden..Okulu falan salladım 2-3 gün vardık Kırşehire ..Önce ablamın
işler falan halloldu sonra biz geldik madem gezelim dedik..Girdim çarşıda bi
tane kasetçi dükkanına ( gidenler bilir at heykelinin hemen aşağısında ) dedim
adama , "abi bana neşet babanın bi kasetini versene"..Az biraz sohbet
muhabbet sonrasında ayrıldım ordan..Heykelini dikmiş saygıdeğer Kırşehir
halkı..Yaşarken de kıymetini bilmemiz gereken bu değere saygı göstermek
maksatlı tabi..Heykelin karşısında askeri bi bina vardı..Adam fotoğraf çekmek
yasak falan dedi..Bende vardım yanına heykelin , heykele baka baka uzun uzun
konuştum , dertlerimi anlattım..Demeyin şimdi bana heykel seni nasıl anlasın
diye..Demiş ya Neşet Baba kalpten kalbe bir yol vardır görülmez , gönülden
gönüle gider , yol gizli gizli diye o hesap bizim aramızdaki..Az biraz
hüzünlenip o güzel adamı çıkaran şehirden ayrıldım..Ardımda Neşet Babaya
saygılarımı ve kendini görememenin verdiği hüznü bıraktım ha bir de selamımı
..Almıştır inşallah selamımı ..Ben bilirim onu komaz selamımızı yerde bizim..
Garip
bir hayat süren Neşet Baba zerre gösterişlilik göstermeden , hayat boyu tevazu
abidesi olarak yaşayıp dünyada nasıl ölümsüzleşeceğinin kanıtıdır
insanoğluna..30-40-50 Defa peş peşe dinleseniz bıkamayacağınız eserleri
yaparken şarkıyıcıyım sanatçıyım diyenleri cebinden çıkarabilecek bir saz söz
ustasıydı o.."Ben cahil birisiyim, okuma yazmam kısıtlı , hissettiğim
kadarını yazarım her zaman" diyerek efendiliğini ve ağırbaşlılığını belli
etmiştir..Eserlerine girersek çıkamayacağımız için ve hayatı için Can Dündar'ın
Garip isimli belgeselini izlemenizi tavsiye etmek istiyorum..Ben de onun gibi
ona karşı hissettiğim kadarını yazıyorum..Türkülerinin içinde neşe-dert-aşk ı
eriterek harmanlamış olan bu büyük ozanımızı ben dünya gözüyle göremedim..Ama
kısmetse mezarına gideceğim..Ona orda ağlayıp sarılıp Türkülerini ve bizleri
neden Yetim bıraktın diye soracağım..
Kolay
değil tabi bozkırın tezenesi olabilmek..Sazın ve sözün ustası olmak bu
ülkede..Hakkında kalemimin dökmek istediği sayfalarca yazı var ama yaşasaydı da
görseydi keşke bu yazımı diyorum ve sözü fazla uzatmak istemiyorum..Bozkırın
yiğidi bizler seninle büyüdük ve yeni nesilleri de seninle büyüteceğiz ..Sen
hayat boyu seni sevenleri 1 sefer üzdün sadece o da giderken bizi ve
türkülerini yetim bırakmandı..Olsun be baba senin canın sağolsun..Varsın olsun
ölüm Allahın emri öte tarafta buluşuruz elbet..
Sazın
sesin sözün ustası..Kalbimize dokunan türkülerin bu topraklarda seni her daim
ölümsüz kılacak..Türkülerini ve bizleri yetim bıraktın ama dediğim gibi varsın
olsun Sana sevenlerinden Selam olsun Neşet Baba..Yalanmış bu dünya gerçekten
yalan..Mekanın Cennet Toprağın Bol Ruhun Şad Olsun Baba..Nur içinde yat NEŞET
ERTAŞ..
Hadi eyvallah..Öperler..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder