Merhaba
Dostlar,
Geçenlerde okuduğum bir yazıdan
esinlenerek yazdığım bu yazımı sizlerle paylaşmak istiyorum..Genel anlamda bu
yazının bir iki kısmı ordan alınmış olup edisyonu bana aittir..
Hep diyorum ya saçma ve pek çok
şeyden yoksun bir nesil yetişiyor diye..Harbiden öyle la.. Eskiden öyle miydi
be dediğim pek çok olay yaşıyoruz gündelik hayatımızda.. Misalen
muşmula-erik-zerdali-kayısı vs. ağaçları..Bunları toplamanın hep beraber yemenin
ve diğer güzel şeylerin tadını bilmeyen bir nesil yetişiyor..Öyle her yerde
olmayan bu meyveler ve ağaçlar özeldi..Koskoca yıl bunların mevsiminin
gelmesini beklerdik bütün mahalle çocukları olarak..Kimin bahçesinde olursa
olsun gidip toplamak serbestti..Tamam bir iki tane uyuz teyze-amca falan vardı
toplatmayan ama onlarında canı sağolsun..Demek istediğim şu o meyvenin ağacın
sahibi bizdik yani çocuklardı..Harbiden güzel çocukluk yaşadık lan biz ama
bunlar öyle mi..Muşmulayı, zerdaliyi bildik..Arkadaşlarla sözleşmeyi
bildik..Komşu sevgisini gördük.. Harbiden güzeldi bizim çocukluğumuz lan..Hiç
unutmam köyde( Yeni nesil köy deyince bi utanıyor iğreniyor ne varsa sanki .. )
bizim çete diye tabir ettiğimiz 4 kişilik grubumuz vardı..2 hala oğlu bir dayı
oğlu bir de ben gider kayısı toplardık, sapanla kuş avlardık, kahvede oralet
içerdik, sonra dereye gidip kağıt oynardık, ondan sonra derenin yukarısında bir
iki ağaç vardı kayısısı yumuşak ve cıvık olan , onları toplayıp kayısı savaşı
yapardık..
Yani harbiden güzeldi lan ne bileyim
iyiydi işte yeminle bak..Bir insanın hazinesi harbiden çocukluğudur..Ne demiş
Alpay Erdem abi bir insanın en büyük hazinesi tattığı yemişler, dev elmalar ,
ışıltılı sularında balıklar tuttuğu derelerdir.O yüzden yeni nesilin bu halini görünce
atarlanıyorum Nasıl atarlanmayayım ulan?
Hadi
Eyvallah .. Öperler..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder