Bu Blogda Ara

19 Mart 2013 Salı

ÇOK ÖZLEMİŞİM ANKARAMIN POLATLISINI


"ÇOK ÖZLEMİŞİM ANKARAMIN POLATLISINI
Pek çoğunuzun bildiği üzere ben Ankara Polatlı doğumluyum.Çocukluğumun büyük bölümü  ( yaklaşık 10 yıl kadarı) orada geçtiği için Polatlı benim için bir şehirden daha fazlasını içeren bir anlama sahip..Hayatımın en güzel yılları ve aynı zamanda en özlediğim yılları da orada geçtiğinden midir bilinmez ne zaman Polatlıya gitsem , hatta bırakın gitmeyi ne zaman kendimi orda hayal etsem hüzünlenirim , gözlerim dolar..
Günümüzün çıkarcı ilişkilerinden uzak , sürekli ders-aşk-para dertlerini düşünmeyen , birbirinin kuyusunu kazmaya çalışmadığımız güzel yılların geçtiği o büyülü şehir benim memleket denince aklıma gelen tek yer olup çıkıveriyor bir anda..Ben 21 yaşındayım ama yaşadığım hayatın bana getirdiği sorumluluklar ve yaşanmışlıklarım doğrultusunda şunu belirtmek istiyorum ( kendimi övmek için söylemiyorum bunu) yaşadığım hayatın benim olmamı istediği yerin biraz ilerisindeyim.21 yılın içerisinde o kadar çok iyi-kötü-güzel-korkunç-duygusal ... anılarım var ki anlatmaya kalksam kağıtlar dile gelip yeteeeeer diye haykırır..Ama bu anılarım içerisinde en çok özlediklerim -kötüleri de dahil- Polatlı da olanlardı..Ailemden sonra en sevdiğim insan olan Dedemi orda kaybettim .. ilk aşkım olan sınıftaki sıra aşkımdan orda ayrıldım.. İlk dayağımı orda yedim..İlk kez orda bir arkadaş tarafından argo bir tabirle söylüyorum satıldım..Hayatı orda öğrendim ben kısacası..
Evinde mutlu bir şekilde klasik olarak tabir edebileceğimiz Türk öğrenci yapısıyla evde ders çalışırken bir gün babam işten geldi..İşten ayrıldığını söyledi ve taşınmamız gerektiğini söyledi bana..Ahir ömrüm boyunca babama hiç karşı gelmeyen ben küçücük bir çocuk yüreğiyle de olsa ona karşı gelmiştim o gün..Nolur baba gitmeyelim diye..Gel zaman git zaman biz taşındık Ceyhana ve benim bütün iyi dostluklarım ardımda kaldı..Her yaz Polatlıya gittiğimde o koşarken dizlerimizin kanadığı , çamurlu suyla oynamanın bizim için en büyük zevk olduğu , toprakla iç içe kardeşçe yaşadığımız yerlere gittim aradan geçen  11 sene boyunca ..
Peki neden yazıyorum bu yazıyı ? Bir bakıma içimi kağıda dökmek için..Ne demiş üstad kalem kağıda düşünce kalakaldım sayfaların arasında diye o hesap benimkide kalakaldım sayfalar ortasında ve yazıya döktüm içimdekileri..
2 hafta önce yine gittim "Ankara'mın Polatlı'sına"..Vardığımda saat 6 sularıydı..Orda şunu fark ettim ben çok özlemişim Ankara'mın aklımda kalan o eski Polatlı'sını..O eski mahalle ortamlarının yerini gürültülü inşaat sahaları almış..Top ve misket oynadığımız kumlu yerlerde koca koca binalar yükselivermiş..Taso oynamak için aradığımız düz beton zeminler parkeleşmiş..Mahalle bakkalları gitmiş yerlerini samimi olmayan ve sıkıcı süpermarketler almış..Heyecanla gittiğimiz çarşıdaki heykelin oralarda çocukluk heyecanının yerini partilerin seçim afişleri almışlar..En çok beni üzen ise bunların arasında BENİM MAHALLEM TERK EDİLMİŞ BİR KASABA HAVASINDA..YALNIZ..Bİ ÇARE..
Adeta gel Mehmet tekrar canlandır şuraları dercesine ruhsuzlaşmış..Ben Ankara'mın bu Polatlısını özlememişim..BEN ANKARA'MIN ESKİ CANLI MAHALLE RUHU OLAN ÇOLUK ÇOCUK SESİYLE DOLU POLATLI'SINI ÇOOOOOOOOK ÖZLEEMİŞİM.." ""


...Mehmet Tekelioğlu...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder